Macaristan ve Polonya'nın, hukukun üstünlüğü şartı nedeniyle Avrupa Birliği'nin (AB) toplam 1,8 trilyon avroluk bütçesi ve yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) ekonomik sonuçlarına karşı hazırlanan kurtarma programını veto etmesi Birlikte yeni kriz çıkması ihtimalini gündeme getirdi.
Birliğin 2021-2027 bütçesini ve ekonomik kurtarma programını 16 Nisan'da Brüksel'de görüşen AB üyesi ülkelerin büyükelçileri, Macaristan ve Polonya'nın çekinceleri yüzünden oy birliği sağlayamadı.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, AB bütçesi ve kurtarma paketinin tam olarak tanımlanmayan hukukun üstünlüğü maddesine bağlanmasının kabul edilemez olduğunu ve bunun Macaristan'ın çıkarını ve üye ülkeler arasındaki güveni zedelediğini öne sürerek anlaşmayı reddettiklerini açıkladı.
Polonya hükümeti, "AB fonlarının hukukun üstünlüğüne bağlanmasının, AB yetkilileri ve siyasilerinin keyfiliğine dayanması anlamına geleceğini" ve bu durumun bazı ülkeleri avantajlı, bazılarını ise dezavantajlı duruma getireceğini iddia etti.
Birçok AB üyesi ülkenin yetkilisi ise Macaristan ve Polonya'nın tutumunu kabul edilemez olarak nitelendirdi.
Avrupa Parlamentosundaki (AP) Avrupa Halk Partisi (EPP) Grubu Başkanı Manfred Weber, AB fonlarının hukukun üstünlüğüne bağlanmasını reddeden Macaristan ve Polonya'ya tepki göstererek "AB'de hukukun üstünlüğüne saygı gösteren ülkelerin korkmalarına gerek yok. Eğer (Macaristan Başbakanı) Viktor Orban ve (Polonya Hukuk ve Adalet Partisi Genel Başkanı) Jaroslaw Kaczynski fonları durdurmak isterse o zaman bu fonları bekleyen milyonlarca çalışana, girişimciye, belediye başkanına, öğrenciye ve araştırmacıya açıklama yapmak zorunda." değerlendirmesinde bulundu.
Atlantik Entegrasyon ve Demokrasi Merkezi Uzmanı Botond Feledy, Polonya ve Macaristan'ın tutumunu AA muhabirine değerlendirdi.
Feledy, hukukun üstünlüğü ilkesinin AB'de önemli bir değer olduğunu, bunu tüm üye ülkelerin kabul ettiğini ama net tanımı konusunda ise üye ülkeler arasında farklı yaklaşımlar olduğunu söyledi.
Orta Avrupa ülkelerinin ulusal egemenliğe büyük önem verdiğini ve hukukun üstünlüğü maddesinin aleyhlerine kullanılabileceğinden çekindiklerini kaydeden Feledy, Batı Avrupa ülkelerinin ise Macaristan ve Polonya hükümetlerinin, AB kanunlarını ihlal eden politika izlemelerinden dolayı söz konusu maddeye karşı çıktıklarını düşündüğünü ifade etti.
19 Kasım'daki AB liderlerinin video konferans yöntemiyle görüşme gerçekleştireceğini ve bu konuda zor olsa da kısmi ilerleme sağlanabileceğini belirten Feledy, "Her iki taraf da kendi duruşuna sıkıca bağlanmış durumda. Üzerinde 2 yıl çalışılan ortak bütçenin değiştirilmesi gerçekten zor. Hukukun üstünlüğü kararının ise AP'de değiştirilmesi çok zor." diye konuştu.
Her iki tarafın da kendi duruşunda ısrar etmesinin AB'de ciddi bir siyasi krize neden olabileceğine dikkati çeken Feledy, AB Konseyinde, üye ülkenin oy hakkının askıya alınması anlamına gelen 7. maddenin Macaristan ve Polonya aleyhine işletilmesinin söz konusu olabileceğini ve ayrıca Macaristan hükümet partisi Macar Yurttaş Birliğinin (Fidesz) EPP üyeliğinin de riske girebileceğini söyledi.
Macaristan ve Polonya'nın birçok konuda diğer üye ülkelerden farklı duruş sergilemesinin AB açısından zorluklara neden olduğunu da vurgulayan Feledy, şöyle devam etti:
"Doğu-Batı ayrımı AB için tehlikeli çünkü bunu hem Rusya hem de Çin kullanmaya çalıştı. Avro bölgesi üye ülkeleri kendi aralarındaki entegrasyonu daha da sıklaştırmak istiyorlar. Bu durumda Avro bölgesinde yer almayan ülkeler bunun dışında kalacak ve karar mekanizmasında daha az etkileri olacak. Budapeşte ve Varşova yaptıkları girişimlerle kendi durumlarını riske atıyorlar. AB bütçesinin kabulünün ertelenmesi yüzünden ise her iki ülke de ciddi bir şekilde gelirden mahrum kalacak."
AB ile Macaristan ve Polonya arasındaki veto krizi süreci
AB üyesi 27 ülkenin liderleri, temmuz ayında yaptıkları 4 gün süren zirvede salgının ekonomik sonuçlarıyla mücadele için hazırlanan kurtarma programı ve AB'nin 2021-2027'deki bütçesini içeren yaklaşık 1,8 trilyon avroluk pakette uzlaşı sağlamıştı.
AB'nin uzun dönem bütçesinin yürürlüğe girmesi için Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından onaylanması gerekiyordu. Bu nedenle AB Konseyi ve AP arasında bütçe müzakereleri yapılıyordu.
AP özellikle bütçede iklim koruma, dijitalleşme, sağlık, gençlik, eğitim, araştırma ve göç alanlarına daha fazla kaynak ayrılmasını, bütçedeki öz kaynakların artırılmasını ve AB fonlarının hukukun üstünlüğü ilkesine bağlanmasını talep etti.
Geçten günlerde AP ile AB Konseyi Dönem Başkanı Almanya, Birlik fonlarının hukukun üstünlüğü koşuluna bağlanması konusunda ve bazı programlara ilave kaynak sağlanmasında siyasi uzlaşı sağladı.
Uzlaşıya göre, hukukun üstünlüğü konusunda eksikleri olan bir AB üyesi ülkenin fonları kesintiye uğrayabilecek. Bu kesinti için AB Konseyinde üye ülkelerin yüzde 55'ini ve Birlik toplam nüfusunun yüzde 65'ini temsil eden nitelikli çoğunluk sağlanması gerekecek.
Söz konusu AB fonlarının hukukun üstünlüğü ilkesine bağlanmasına özellikle Macaristan ile Polonya sıcak bakmıyor.