Kahramanmaraş'ta yaşayan 8 çocuk ve 18 torunu olan, ayrıca torunlarından 3 tanesinin çocuklarını da gören 99 yaşındaki Hasan Özşahin, ilerleyen yaşına rağmen ahşaptan ev aletleri yaparak kendisini ziyarete gelenlere hediye ediyor.
Türkoğlu ilçesine bağlı kırsal Tahtalı Dedeler Mahallesi'nde yaşayan Özşahin, gülen yüzüyle köy halkı tarafından oldukça seviliyor. Yaşam enerjisiyle dikkati çeken, halen yemeklerine dikkat eden Özşahin, el sanatlarındaki yeteneğiyle de dikkati çekiyor.
Bir asrı geride bırakan Hasan Özşahin, kimliğinde doğum tarihinin 1922 yazdığını ancak gerçek yaşının 100'den fazla olduğunu söyledi.
Şapka Devrimi'nin yapıldığı 25 Kasım 1925 tarihinde 7-8 yaşlarında olduğunu anlatan Özşahin, hiç görmediği halde Atatürk'e büyük bir hayranlık beslediğini dile getirdi.
İki defa evlilik yaptığını belirten Özşahin, her iki evliliğinden de 4'er çocuğunun olduğunu, bunlardan da 18 torunu bulunduğunu ifade etti.
Üç torunun ise anne-baba olduğunu dile getiren Özşahin, hayatının büyük bölümünü köyünde geçirdiğini vurgulayarak, yaşamayı sevdiğini anlattı.
Artık gözlerinin az gördüğünü ancak ciddi bir hastalığının olmadığını aktaran Özşahin, "Çalışmaktan hiç yorulmam. Halen bulduğun ahşap malzemelerden ev aleti yaparım. Onları da beni ziyarete gelenlere hediye ederim." dedi.
Uzun yaşamını, beslenmesindeki dikkatine bağlayan asırlık çınar, şöyle konuştu:
"1960 yılında geçirdiğim safra kesesi ameliyatı sonrası pekmez ve yoğurt yemeye başladım. Bugüne kadar da bu ikiliden hiç vazgeçmedim. Abur cubur asla yemem. Uzun yaşamanın sırrı yoğurtla pekmez. Çok çalışırdım. Pamuk ekerlerdi, oralarda çalışırdım, işçilik yapardık. Gençlere tavsiyem, mümkün olduğu kadar sabah kahvaltısında pekmezle yoğurt yesinler. Benim yaşamım böyleydi. Çayı fazla içmem. Sigara karaciğerin düşmanı bu yüzden mümkün olduğu kadar içmeyin. Sigara dahil hiçbir şeyin tiryakisi değilim. Çarşı pazardan mevsimi dışında meyve sebze almaya korkarım."
Sofradan hiçbir zaman tıka basa doyarak kalkmadığını, böylelikle midesinin daha rahat ettiğini aktaran Özşahin, "Aile huzurunun da yaşam kalitesini artırdığına işarete ederek, "Huzur ve moral çok önemli. Allah çocuklarımdan razı olsun, onların vermiş olduğu moralle yaşıyorum. Moral insanın ömrünü 5 yıl artırıyorsa moralsizlik de 5 yıl azaltıyor. Evdeki huzur çok önemli. O yüzden evinize değer verin." ifadelerini kullandı.
Çocuklarının gözünden asırlık çınar
Oğlu Doğan Özşahin de babasının 70 yaşına kadar kendi ekip biçtiğini yediğini, şu anda bile günlük yarım saat çalıştığını belirtti.
Babasının mevsimi dışında sebze meyve tüketmediğini aktaran Özşahin, bunun yerine kurutmalık tercih ettiğini söyledi.
Kızı Döndü Bozok da geçmişte babasının inek yetiştirdiğini ve genellikle süt ürünleri tükettiklerini ifade ederek, "Sebzemiz de bahçemizden gelirdi. Süt ürünlerini biz kendimiz yapıyorduk. Babamın bize en büyük tavsiyesi 'Çok yemeyin, midenizde birazcık boş yer kalsın' derdi. Zaten kendisi de çok yemez. Bu bizim için bir ölçüdür, hala çok yemeyiz. Babam zaten abur cubur yemez. Hep ölçülü yer. Çok yağlı şeyler yemez. Babam kendi yiyeceğine çok dikkat eder. Uzun yıllar bir perhiz gibi yaşar." diye konuştu.
Almanya'da yaşayan kızı Hatice Kanıçok da babasının her şeyini örnek aldığını ifade ederek, onun hep doğal beslendiğini ve halen tükettiği ürünleri de bahçesinde kendisinin yetiştirdiğini dile getirdi.