Almanya’da son dönemde aşırı sağa karşı düzenlenen gösteriler, ülkedeki toplumsal dinamikleri ve siyasi eğilimleri yeniden gündeme taşıdı. Başkent Berlin ve Kuzey-Ren Vestfalya eyaletindeki Köln kentinde yapılan büyük protestolar, hem Almanya’daki aşırı sağ hareketlere karşı bir duruş sergilemek hem de Avrupa genelindeki gelişmeleri protesto etmek amacıyla gerçekleşti.
Berlin’de Aşırı Sola Karşı Işıklı Gösteri
Berlin’deki gösteri, katılımcıların yarattığı etkileyici ışıklı atmosferle dikkat çekti. Brandenburg Kapısı çevresinde toplanan onbinlerce kişi, Avrupa ve Almanya’daki aşırı sağın yükselmesine karşı güçlü bir mesaj verdi. Işıklarla yapılan bu yaratıcı protesto, karanlık bir döneme karşı bir aydınlık simgesi olarak görülmüştü. Göstericiler, üzerinde “AfD’ye kırmızı kart”, “Demokrasi”, “Nefret, kışkırtma ve ırkçılığa karşı”, “AfD yasağı şimdi” gibi mesajların yazılı olduğu döviz ve pankartlarla seslerini duyurdu. Katılımcıların çoğu, ellerinde mumlar ve el fenerleriyle ya da boyunlarına ışıklı zincirler sararak protestoya katıldılar.
Berlin polisi, gösteriye 35 bin kişinin katıldığını belirtirken, organizatörler bu sayının 100 bine kadar ulaştığını iddia etti. Eylemde, Almanya’daki aşırı sağcı popülist parti Almanya için Alternatif (AfD) karşıtı bir duruş sergilendi. Ayrıca, Avrupa’daki aşırı sağcı hareketlere de dikkat çekildi. Göstericiler, ABD Başkanı Donald Trump ve özellikle Elon Musk’ı, aşırı sağcı partilere olan desteği nedeniyle protesto etti.
Köln’de “Demokrasi İçin Ses Çıkartın”
Köln’de düzenlenen diğer bir büyük gösteri de oldukça anlamlıydı. Çeşitli parti, dernek ve sendikaların oluşturduğu “Köln geçit vermiyor” inisiyatifi, “12’ye 5 var, Demokrasi için ses çıkarın” sloganıyla yürüyüş yaptı. Gösteriye katılanlar, Heumarkt Meydanı’nda toplandıktan sonra sokaklarda yürüyüş gerçekleştirdiler. Alman basınına göre, gösteriye 20 binin üzerinde kişi katıldı.
Gösteriyi düzenleyen inisiyatif, Almanya için Alternatif (AfD) partisinin özellikle yaklaşan genel seçimlerde daha fazla güç kazanabileceği konusunda uyarılarda bulundu. 23 Şubat’ta yapılacak seçimlerde, AfD’nin artan etkisiyle, Almanya’daki siyasi dengelerde önemli değişiklikler yaşanabileceği kaygısı dile getirildi. Bu noktada, eylemciler AfD’nin ülkedeki politikalarını sert şekilde eleştirdiler. Ayrıca, Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partilerinin başbakan adayı Friedrich Merz’e de tepkiler vardı, özellikle göç politikasını sertleştirme ve Avrupa’daki aşırı sağ hareketlere yakınlaşma yönündeki politikaları protesto edildi.
Ülke Geneline Yayılacak Tepkiler
Berlin ve Köln’deki gösteriler dışında, Almanya’nın diğer şehirlerinde de benzer protestolar düzenlendi. Aschaffenburg, Halle gibi kentlerde de aşırı sağa karşı eylemler yapıldı. Bu gösteriler, yalnızca Almanya’daki aşırı sağcı partilerin değil, aynı zamanda Avrupa’daki diğer aşırı sağcı hareketlere karşı da bir tepki olarak ortaya çıktı. Bu tür toplumsal hareketler, toplumun demokratik değerlere sahip çıkma çabası ve siyasi gücün çoğunluk lehine dengelenmesi adına büyük önem taşıyor.
Seçimler ve Gelecek
Almanya’da yaklaşan seçimler, aşırı sağın siyasi arenada daha fazla yer edinip edinmeyeceği konusunda belirleyici bir rol oynayacak gibi görünüyor. Bu noktada, gösterilerde ifade edilen mesajlar, toplumun geniş kesimlerinin aşırı sağa karşı kararlı bir duruş sergilediğini ve demokratik değerlere olan bağlılıklarını ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, Almanya’daki bu gösteriler, sadece bir protesto eylemi değil, aynı zamanda bir uyanış ve toplumsal dayanışmanın da simgesi haline geldi. Bu tür gösteriler, gelecekteki seçimlerde toplumun kararlarını etkileyebilir ve politikacıları daha dikkatli olmaya zorlayabilir. Demokratik haklar ve özgürlüklerin korunması adına bu tür sivil hareketlerin artması bekleniyor.