BM'nin 75. Genel Kurul Başkanlığına seçilen Volkan Bozkır, "Bunlar ülkemize olan güven ve bu işi iyi yapabileceğimize olan inançtan kaynaklandı." dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) 75. Genel Kurul Başkanlığına seçilen Volkan Bozkır, seçime tek aday olarak girilmesine rağmen kampanya sürecinin kolay olmadığını belirterek, "3 ülke sessizlik sürecini kırdı. Kırdıkları gibi de o günle dün arasındaki dönemde çok yoğun bir kampanya yürüttüler. Amaç da tek aday olduğum için, başka bir aday da yok ama, 'Türkiye az oy alsın, mümkünse çoğunluğun altına düşsün.' kampanyasıydı bu. Çok yakışıksız bir kampanyaydı." dedi.
BM 75. Genel Kurul Başkanlığına seçilen eski Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Büyükelçi Volkan Bozkır,
Başkanlığa seçilmesinin Türkiye'nin ortaya koyduğu politikaların tüm dünya devletleri tarafından da tescili anlamına geldiğini ifade eden Bozkır, "Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir olayda 178 oy almak hemen hemen hiç görülmedi. 192 üye arasından 178 oy almak büyük bir başarı. Tüm dünyada da büyük bir destek görüldü. Dün akşamdan itibaren bir heyecan yaratıldı. Bunu, ülkemin dünya çapında saygınlığının bir tezahürü olarak görüyorum. Benim ve ailem için büyük bir onur. Esas önemli olan, böyle bir konumda ülkemizin anılmasıdır." diye konuştu.
BM Genel Sekreteri'nin çok önemli sorumlulukları olduğunu belirten Bozkır, Genel Kurul Başkanı, Güvenlik Konseyi ve Genel Sekreter'in aralarında iyi bir ilişki içinde hareket edip birbirlerini tamamlayıcı rol oynamalarının Türkiye'nin başkanlığı döneminde BM'nin başarılı olmasına imkan sağlayacağını söyledi.
Bozkır, önemli bir uluslararası şahsiyet olan Genel Sekreter'in de zaten Türkiye'nin dostu olduğunu aktararak, görev yerine gittiğinde sürekli olarak koordinasyon toplantıları düzenleneceğini, kimin neleri yapacağının belirleneceğini anlattı.
Kendisinin de görev süresi boyunca küçük gruplar halinde ülkelerle bir araya geleceğini ifade eden Bozkır, her sabah haftada üç, dört gün kahvaltı toplantılarında 10-15 daimi temsilciyi bir araya getirerek onları dinleyeceğini kaydetti.
Bozkır, ofiste bulunan uluslararası 42 personeli azaltmayı planladığını dile getirerek, dağılıma dikkat ederek personelin dünyanın çeşitli ülke ve bölgelerinden çok kısa zamanda seçilerek bir hafta içerisinde çekirdek ünitenin devreye gireceğine işaret etti.
Bugünden itibaren kendisine "seçilmiş genel kurul başkanı" sıfatı verildiğini belirten Bozkır, kendi ofisi olacağını ve kadrosunu kurarken aynı zamanda mevcut Genel Kurul Başkanı ile de istişare halinde olacağını söyledi. Volkan Bozkır, 75. yılda BM'nin yapacağı açıklama metnini, mevcut Genel Kurul Başkanı ile hazırlayacaklarını anlattı.
Mevcut BM Genel Kurul Başkanı'nın Afrika Grubu'ndan Nijerya'dan seçildiğini, bu görevi tamamladıktan sonra da BM Nijerya Daimi Temsilcisi olarak görevine New York'ta devam edeceğini belirten Bozkır, onun da tecrübelerinden istifade edeceğini kaydetti.
"30 ülkeli Batı Grubu'ndan tek aday olarak onaylandık"
Volkan Bozkır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'na ülke ve millet adına teşekkür ederek, şöyle devam etti:
"2014'te AB Bakanı'yken BM Genel Kurulu Salonu'nda otururken, Cumhurbaşkanımız 'Genel kurulu kim yönetiyor?' diye sordu. Biz de 'Arjantin yönetiyor.' dedik. 'Biz niye genel kurul başkanı olmuyoruz?' dedi. Orada 2014 yılının Eylül ayında Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatıyla Dışişleri Bakanımızın da yoğun çabalarıyla adaylığımızı 2014'te koyduk, isim belirtilmeksizin. Sonra eylül ayında Cumhurbaşkanımız benim ismini teveccüh gösterdi ama hiçbir şey bir günde, bir ayda, bir sene de olmuyor. Bu uzun vadeli bir planlama ve bizim o gün o kararı almamız. Batı Grubu'ndan adaylığımızı koyduk. 30 ülkeli Batı Grubu'ndan tek aday olarak onaylanmayı sağladık. Genelde tek aday çıkmaz. Bunlar ülkemize olan güven, bu işi iyi yapabileceğimize olan inançtan kaynaklandı."
Kolay bir kampanya olmadığını vurgulayan Bozkır, "Tek aday olarak girmemize rağmen genel kurul toplanamadığı için sessizlik süreci yoluna başvuruldu. Bir ülke karşı çıktığı zaman bozulacak bir süreçtir. 3 ülke sessizlik sürecini kırdı. Kırdıkları gibi de o günle dün arasındaki dönemde çok yoğun bir kampanya yürüttüler. Amaç da tek aday olduğum için, başka bir aday da yok ama, 'Türkiye az oy alsın, mümkünse çoğunluğun altına düşsün.' kampanyasıydı bu. Bu çok yakışıksız bir kampanyaydı. Çünkü Batı Grubu'nun oy birliğiyle desteğini almış bir genel kurul başkan adayının o Batı Grubu'nun o ayki başkanı Yunanistan tarafından, maalesef sessizlik süreci kırıldı. Bu 178 oyun önemi burada ortaya çıkıyor." ifadelerini kullandı.
"Kampanyayı videokonferans yoluyla evden yürüttük"
Bozkır, sessizlik süreci kırıldığında Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı'nın ortak kararıyla hiçbir tepki göstermediklerini dile getirerek, "Biz Türkiyeyiz, bunlar olur, bize zarar vermez, işimize bakalım" diyerek, Türkiye olarak kendi kampanyalarını yaptıklarını, bütün ülkelere ulaştıklarını, tek tek herkesle konuştuklarını ve videokonferans yoluyla evden kampanyayı yürüttüklerini anlattı.
Güçlü bir rüzgar estirerek 178 oya ulaşıldığını belirten Bozkır, "178 oy bir anlamda bizim sessizlik sürecimizi kıran 3 ülke ile sonradan açıklamalar yapan bazı ülkelere en güçlü cevaptır. Bundan sonra başka hiçbir şey söylemeye de gerek yok." dedi.
Koronavirüsün etkileri
Bozkır, koronavirüsün beklenmedik bir anda geldiğini ve tüm ülkelerin buna hazırlıksız yakalandığını belirterek, "Türkiye olarak biz bundan en az hasarla inşallah çıkmayı başaracağız ama dünya açısından baktığımızda çok sayıda insanın öldüğü, hasta olduğu, ekonomilere olumsuz etkilerinin olduğu ve özellikle muhtaç durumda olan, az gelişmiş ülkeler bakımından çok hasar yarattığı kesin. " diye konuştu.
BM Genel Kurulu'nun 3 aydır toplanamadığına dikkati çeken Bozkır, yapılan toplantıların videokonferans yoluyla gerçekleştirildiğini söyledi.
Bozkır, Türkiye, İtalya ve Avrupa gibi parlamentoların açık olduğunu aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"(BM Genel Kurulu bir şekilde toplanmalıdır. Bu şekilde olmaz.) dedik. Bu çok rağbet gördü. Dedim ki New York bu hastalıktan çok hasar görmüş yerlerden bir tanesi ama bütün dünyanın baktığı bir şehir. BM'nin toplanamaması yanlışlıktır ve bir şekilde 600 milletvekilini nasıl Meclisimiz topluyorsa, mesafeli oturtuyoruz, maske taktırıyoruz, girişte kontrol ediyoruz, el temizliğine dikkat ediyorsak, orada da bu tedbirler alınabilir. New York makamları izin vermiyorsa o zaman gidilir New York Valisi ve Belediye Başkanı ile konuşulur denir ki 'New York Birleşmiş Milletlerdir, Birleşmiş Milletler de New York'tur. Eğer New York'u açacaksanız BM'yi de açarsınız.' Orada bu toplantının yapılıyor olması, bütün dünyaya bir mesaj verir."
"Zirve toplantıları liderlerin katılımıyla olmayacak"
Volkan Bozkır, zirve toplantılarının bu sene bütün liderlerin katılımıyla olmayacağını dile getirerek, "Çünkü yaklaşık bir zirveye, 10 bin kişi geliyor demektir. Dolayısıyla bu sene bunu yine videokonferans yöntemiyle yapma planları vardı." dedi.
Buna itiraz ettiklerini ve bunun Genel Kurul'da yapılması gerektiğini anlattıklarını söyleyen Bozkır, şöyle devam etti:
"Dedik ki 'Genel Kurul'da yapacağız ve Genel Kurul'da her ülke masasında bir ülke temsilcisi oturacak. Genel Kurul Başkanı, bir ülke başkanını anons edecek. Eskiden nasıl yürüyerek kürsüye gelip konuştuysa şimdi de yine o mesajı ekranda çıkacak, yani Genel Kurul ortamında dünyaya mesajını verecek, ülkelere mesajını verecek. Bütün bu zirveleri öyle yapacağız.' Bunu da yaparken dedik ki 'Birkaç ay sonra eğer bir ortam olur da bu zirve, liderlerin bizzat katılımları ile gerçekleşebileceği bir noktaya gelirse bu yapıldı diye onu yapmayacağız demeyeceğiz. Onu da mutlaka yapacağız.' Bunların hepsini kabul ettirdik."
"Daimi temsilciler, 3 aydır ilk kez salona geldiler"
Dünkü oylamanın kendilerinin yaptığı baskıyla Genel Kurul Salonu'nda yapıldığını belirten Bozkır, daimi temsilcilerin 3 aydır ilk defa Genel Kurul Salonu'na geldiğine dikkati çekti.
Bozkır, bütün bunların baskılarıyla gerçekleştiğini ifade ederek, "Bu şekilde orada kendi tarzımızı, ülkemizin konumunu, ülkemizin şimdiye kadarki dünya sorunlarına ve bütün meselelere yaklaşımını koyacağız ve inşallah herkesin desteğini alan görevi bırakırken de arkamızda ülke olarak çok başarılı bir görüntüyü bırakan bir dönemi yaşayacağız." şeklinde konuştu.