Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, "Tabii ki cezaevlerinde bir takım sorunlar var. Uygulamaya dair problemler var. Biz bunların takipçisi olacağız." dedi.
AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu başkanlığında toplanan TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunda, "Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumu ile Elazığ Ceza İnfaz Kurumları İnceleme Raporları" görüşüldü.
Çavuşoğlu, 19 Şubat'ta Almanya'da düzenlenen ve dört Türk'ün öldüğü saldırıyı kınayarak, İslam karşıtlığının beslediği politik şiddete bir an önce "dur" denilmesini sağlayacak vesilelerin oluşturulması gerektiğini söyledi.
Alt komisyonların çalışmalarını yoğun biçimde sürdürdüğünü anlatan Çavuşoğlu, çalışmalar hakkında da bilgi verdi.
Daha sonra Hükümlü ve Tutuklu Hakları Alt Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, Diyarbakır ve Elazığ Ceza İnfaz Kurumları Raporları hakkında sunum yaptı.
Yayman, 8-9 Kasım 2019'da Diyarbakır, ardından da Elazığ cezaevine gittiklerini, alt komisyondaki tüm milletvekillerinin parti rozetlerini bir kenara bırakarak hareket ettiklerini dile getirdi.
Türkiye'de insan hakları alanında sessiz bir devrim gerçekleştiğini ifade eden Yayman, noktasal olarak birtakım ihlaller olabileceğini, bunlara da karşı olmaya devam edeceklerini vurguladı.
Diyarbakır ve Elazığ'ın ardından Kırıkkale ve Keskin'deki cezaevlerini de gezdiklerini anlatan Yayman, "Diyarbakır Cezaevi Türk siyasal hayatında, demokrasi tarihinde kara leke olarak duran bir cezaevidir." dedi.
Yayman, bugün Diyarbakır Cezaevinde bireysel ya da toplu işkence iddiası bulunmamasının Türkiye'nin aldığı mesafeyi göstermesi bakımından önemli olduğuna işaret etti.
Cezaevlerinde sıcak su meselesinin, suyun kotalı kullanılmasının, hastaneye yapılan sevklerin önemli başlıklar olduğunu belirten Yayman, bazı cezaevlerinde "hoş geldin dayağı" şeklinde bir iddia bulunduğunu ve bu konuyu takip ettiklerini söyledi.
Yayman, bazı tutuklu ve hükümlülerin "Ben duydum" şeklinde yaklaşımı olduğunu, yemeklerin içinden taş çıktığını söyleyen birine "Sizin yemeğinizden taş çıktı mı?" şeklindeki sorularına "Hayır ama duydum" şeklinde cevaplar verildiğini bildirdi.
Kitap ve kütüphanelerden faydalanmayla ilgili sorunlardan da bahsedildiğini aktaran Yayman, görüş saatleri, cezaevi nakilleri, aile görüşleriyle ilgili sıkıntılar olduğunu da ifade etti.
Yayman, Türkiye'de çok iyi cezaevleri inşa edildiğini dile getirerek, "Tabii ki cezaevlerinde birtakım sorunlar var, uygulamaya dair problemler var. Bunların takipçisi olacağız." dedi.
Yayman, cezaevinin bir ıslah evine dönüşmesi konusunun da Türkiye için varoluşsal bir mesele olduğunu kaydetti.
Sorunlara çözüm
Komisyon üyesi milletvekillerinin görüşlerini bildirmesinin ardından Ceza Tevkif Evleri Genel Müdürü Yılmaz Çiftçi bilgilendirmede bulundu.
Çiftçi, Diyarbakır Cezaevi ziyareti sırasında dile getirilen sıcak su sorunuyla ilgili gereğinin yapıldığını, soğuk su konusunda şebekede bir problem olduğunu, Büyükşehir Belediyesinin ikinci bir hat çekme çalışması yaptığını ve bunun da yakın zamanda çözüme kavuşacağını söyledi.
Kış döneminde sıcak su kazanlarının yetersizliğiyle ilgili bir problem yaşandığını, bunun için de bir ödenek gönderildiğini bildiren Çiftçi, ısı kaybını önleyici tedbirlerin yanı sıra yeni kazanların oluşturulması için ihale işlemlerinin yapıldığını belirtti.
Çiftçi, "pembe oda" konusunda fiziki şartların çok iyi olmadığının bildirildiğini ifade ederek, bunun için de gerekli ödenek işleminin gerçekleştiğini ve inşaatı devam eden yapının 10 gün sonra faaliyete geçeceğini kaydetti.
Ziyaret süreleriyle ilgili eleştirilere değinen Çiftçi, mevzuat gereği görüşlerin yarım saatten az, bir saatten fazla olmaması, sürenin de ziyaret fiilen başladığında başlatılması gerektiğini söyledi. Çiftçi, bazı kurumlarda mevcut çokluğundan dolayı sürenin ayarlanması için bir saatlik sürenin 45 dakika ya da yarım saate indirilebildiğini ifade etti.
Yeni yapılan tüm kurumlarda sıcak-soğuk su kotası uygulandığını anlatan Çiftçi, 150 litre soğuk-50 litre sıcak ya da 200 litre soğuk- 50 litre sıcak su uygulaması gerçekleştirildiğini ifade etti.
"Hoş geldin dayağı" yok
Çiftçi, "hoş geldin dayağı" diye bir şeyin söz konusu olamayacağını belirterek, özel alan dışındaki tüm ortak kullanım alanlarının güvenlik kameralarıyla izlendiğine ve kayıt altına alındığına dikkati çekti.
Cezaevlerindeki kitap sayısının toplam 1 milyon 160 bin olduğunu ifade eden Çiftçi, bulundurulan bir kitabın tutuklu-hükümlülere verilmemesinin söz konusu olamayacağını dile getirdi.
Daha sonra ayrı ayrı oylanan Diyarbakır ve Elazığ Ceza İnfaz Kurumu raporları kabul edildi.