Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Kabinesi 2 Yıllık Değerlendirme Toplantısı'nda katılımcılara hitap etti.
Milletlerin ve devletlerin asırlara sari sonuçları olan dönemleri bulunduğunu belirten Erdoğan, Türk milleti ve Türkiye Cumhuriyeti'nin son 7 yılda tarihi bir dönemden geçtiğini söyledi.
Bu dönemin içinde her türlü tuzak, saldırı, oyun, ihanet, acı ve sıkıntı olduğunu dile getiren Erdoğan, "Yine bu dönemin içinde her türlü mücadele, her türlü kahramanlık, her türlü cesaret, her türlü zafer vardır. Hamdolsun, saldırı ve ihanet safı başarısız olmuş, mücadele ve kahramanlık safı, yani milletin safı her türlü imtihandan alnının akıyla çıkmıştır." diye konuştu.
Başarıyla taçlandırılan her mücadelenin, geleceğe daha güvenle bakmayı sağladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçmişte en küçük sarsıntıda demokrasisiyle, ekonomisiyle, siyasi ve sosyal yapısıyla adeta yerle yeksan olan bir Türkiye'den, bölgesel ve küresel her türlü sınamayı başarıyla veren bir Türkiye'ye geldik. Ülkemizin bu büyük atılım döneminin en kritik değişimlerinden biri de hiç şüphesiz, yeni yönetim sistemimize geçişimizdir." ifadelerini kullandı.
"Sayın Bahçeli ile tüm MHP'li kardeşlerimize teşekkür ediyorum"
İlk aşaması 10 Ağustos 2014'te cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi olan bu süreci, 16 Nisan 2017 Halkoylaması ve 24 Haziran 2018 seçimleriyle nihai noktasına ulaştırdıklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Hiç şüphesiz 15 Temmuz darbe girişimi sırasında milletimiz tarafından meydanlarda kurulan Cumhur İttifakı, bu sürecin hızlanmasına büyük katkı sağlamıştır. Bu vesileyle Cumhur İttifakı'nın kurulmasında ve bugünlere gelmesinde çok büyük emeği olan MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli ile tüm MHP'li kardeşlerimize teşekkür ediyorum. 15 Temmuz gecesi milletimiz, milli iradenin üstünlüğü ilkesinin bedelini kanlarıyla ödeyerek, dünya demokrasi tarihine de geçmiştir.
Yaşadığımız toprakları kanlarıyla yoğurarak vatan haline getiren tüm şehitlerimizle birlikte 15 Temmuz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Sınırlarımız içinde ve dışında yürüttüğümüz terörle mücadele ve beka harekatlarımızda son nefeslerini veren şehitlerimizin de kalbimizde ayrı bir yeri vardır. Türk milleti, vatandaşı ve güvenlik güçleriyle, yürüttüğü istiklal ve istikbal mücadelesini adım adım zafere taşımaktadır. Kendimizle birlikte tüm dostlarımızın ve kardeşlerimizin geleceği için bu mücadeleyi ilanihaye sürdürmekte kararlıyız."
Erdoğan, İstiklal Marşı'nın "Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın" mısrasıyla başlayan kıtasını okuyarak, "Biz işte o yarınlar için gece-gündüz terimizi ve gerektiğinde kanımızı akıtan bir millet olarak Hakk'ın müjdesine mazhar olacağımıza yürekten inanıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Ülkesinin yanında yer alan herkesten Allah razı olsun"
Dünyanın siyasi ve ekonomik gerilimlerden iç çatışmalara, koronavirüs salgınının yıkıcı etkilerine kadar pek çok alanda yalpaladığı bir dönemde, Türkiye'nin dimdik ayakta kalarak, farkını ortaya koyduğunu belirten Erdoğan, "Cumhurbaşkanı olarak, bakanlıklarımızı ve kurumlarımızı en üst seviyede koordine ederek, bu süreçte Türkiye'yi dünyada örnek gösterilen bir ülke haline getirdik. En büyük gücümüzün birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz olduğunun bilinciyle hedeflerimize doğru kararlılıkla yürüyoruz. Bu kutlu yürüyüşte kalbi ve fiili desteğiyle ülkesinin yanında yer alan herkesten Allah razı olsun diyorum." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, 200 yılı bulan demokrasi arayışlarımızda, doğrudan milletimizin iradesiyle hayata geçirilen tek yönetim reformudur. Diğer tüm değişimler, ya savaş şartlarında ya da olağanüstü dönemlerde gerçekleşmiştir. Demokrasinin ve cumhuriyetin özüne uygun bu reformun sahibi, bizatihi milletimizin kendisidir." dedi.
Bu süreçte sadece milletin gösterdiği istikamette üzerlerine düşenleri yaptıklarını vurgulan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "24 Haziran seçimlerinde, şahsımı yeni sistemin ilk cumhurbaşkanlığına layık gören 26 milyon 331 bin vatandaşımız ile 83 milyon milletimin her bir ferdine şükranlarımı sunuyorum. Yeni sistemde, demokrasinin sacayağı olan yürütme, yasama ve yargı organları arasındaki ilişkileri çok daha netleştirdik. Böylece her erkin kendi alanında ülkeye ve millete en iyi hizmeti vermesini temin ettik.
Nitekim Türkiye, yeni sistemle birlikte bölgesel ve küresel krizlere karşı daha etkin, daha hızlı ve daha kapsamlı refleksler verebilme imkanına kavuştu. Doğu Akdeniz'deki gelişmelerden koronavirüs salgınına kadar pek çok alanda, bunun somut neticelerini gördük, görüyoruz. Eksiklerimiz yok mu? Elbette var. Aksaklıklar yaşanmıyor mu? Elbette yaşanıyor. Yine yeni sistemin verdiği imkanlar sayesinde, eksikleri hızla tamamlıyor, aksaklıkları süratle düzeltebiliyoruz. Her değişim gibi bunun da oturması vakit alacaktır."
"Alışkanlıkları değiştirmenin kolay olmadığını biliyoruz"
Yönetim sistemini değiştirirken, iç ve dış siyasetten, tarihi ve sosyal düzeltmelere kadar pek çok alanda değişimin sancılarının yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Alışkanlıkları değiştirmenin kolay olmadığını biliyoruz. En başta kendimiz bu zorluğu yaşıyoruz. Ama adım adım hedeflerimize doğru ilerlerken, bunların da üstesinden geliyoruz." diye konuştu.
Erdoğan, hayatın hiçbir döneminde millete rağmen iş yapmayı, millete karşı durmayı akıllarından bile geçirmediklerini belirterek, şunları kaydetti: "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesini, sadece lafzıyla değil özüyle her çalışmamızın merkezine yerleştirdik. Sultanü'l Berreyn ve Sultanü'l Bahreyn, yani iki kıtanın ve iki denizin hakanı Fatih Sultan Mehmet Han'ın vasiyetine uygun şekilde, 'hünerin ülkeyi imar ederek milletin kalbini kazanmak' olduğunu hiç aklımızdan çıkarmadık. Ayasofya'yı yeniden Fatih Sultan Mehmet Han'ın vakfiyesine uygun olarak müzeden camiye dönüştürme kararımız da bu anlayışın ürünüdür.
Türkiye, sınır güvenliği için yürüttüğü harekatlarda, uluslararası anlaşmalara uygun olarak attığı tüm adımlarda ve ülke içinde aldığı kararlarda, milli egemenlik haklarını kullanmaktadır. Geçmişinde sömürge ve katliam lekesi olmayan nadir devletlerden biriyiz. Bu gururla kimsenin hakkına göz dikmeyen ancak kendi hakkını da söke söke alan bir ülke olarak hareket etmeye devam edeceğiz.
Gerek ülkemizin içinde gerekse ülkemizin dışında, ister Irak'ın kuzeyinde ister Suriye'nin kuzeyinde ister Barış Pınarı Harekatı'nda ister İdlib'de ister Libya'da ister Azeri kardeşlerimize karşı Ermenistan'ın şu anda yapmış olduğu saldırılarda hiçbir zaman mazlumları yalnız bırakmadık, bırakmayacağız."
Erdoğan, Türkiye'nin etki alanındaki her yerde adalet, hak, hukuk, güvenlik, huzur ve refah gibi insani tüm hasletleri hayata geçirip farkını ortaya koyduğunu vurguladı.
Kimsenin toprağında, egemenliğinde, hele hele doğal kaynaklarında Türkiye'nin gözünün olmadığını bugüne kadar yapılanlarla ispatladıklarını belirten Erdoğan, şunları söyledi: "Karşımızdakiler hangi ahlaksızlığı yaparsa yapsın, biz inancımızın ve tarihimizin bize gösterdiği istikametten şaşmayacağız. Böyle bir duruşta, asla çıkar hesaplarına, kirli pazarlıklara, menfaat için Hakka ve halka sırt dönmeye yer olmayacağı açıktır. Bugüne kadar böyle davrandık, bundan sonra da aynı ilkeli, onurlu, insani ve vicdani duruşumuzu koruyarak mücadelemizi sürdüreceğiz."
"Reform, icraat ve değişim temelli bir anlayışla yolumuza devam edeceğiz"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte ülkenin yönetim yapısında köklü değişikliklere gidildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu: "Tabii bu yönetim sistemi, gerek ve ihtiyaç duyulduğunda her türlü değişikliğin süratle yapılabilmesine imkan sağlayan dinamik bir sistemdir. Hayatımızın hiçbir döneminde olmadığı gibi şimdi de 'Biz yaptık öyleyse en doğrusu budur.' gibi bir inatlaşmaya girmiyoruz. Daha iyisini, daha efdalini, daha güzelini bulduğumuzda her türlü değişime gönlümüz de siyasetimiz de açıktır. Nitekim bugüne kadar Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile pek çok yapısal değişikliği hayata geçirdik. Kabinede ve üst düzey bürokraside, ihtiyaç hasıl olduğunda yeni isimlere görev vermekten asla çekinmedik. Bundan sonra da reform, icraat ve değişim temelli bir anlayışla yolumuza devam edeceğiz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni sistemi kurarken 35 olan bakanlık sayısını 16'ya indirdiklerini, ayrıca bir de Cumhurbaşkanı Yardımcısı atadıklarını anımsatarak, eskiden Başbakanlığa bağlı olan kurumların önemli bir bölümünü de ilgili bakanlıklarla irtibatlandırdıklarını anımsattı.
Bazı bakanlıkları isimleriyle aynen muhafaza edip, işlevlerini ve bağlı kurumlarını değiştirirken bazı bakanlıkları da birleştirdiklerini anlatan Erdoğan, şu bilgileri verdi: "Yeni yönetim mimarimizin tepesinde Cumhurbaşkanı vardır. Doğrudan Cumhurbaşkanına karşı sorumlu olan bakanlıklar, başkanlıklar, kurumlar, politika kurulları, ofisler ve diğer birimler bulunuyor. Bunların hepsi de aynı hedefe yönelik olarak birbirleriyle ahenk içinde çalışan yapılar şeklinde sistemde yer alıyor. Kabinemizi kurduktan sonra, ilk 100 günlük eylem planımızı 3 Ağustos 2018'de, ikinci 100 günlük eylem planımızı ise 13 Aralık 2018'de milletimizle paylaştık. Cumhurbaşkanı olarak, devleti temsil etmenin yanında, milletin doğrudan yetki verdiği ve dolayısıyla hesap sorma hakkına sahip olduğu yürütmenin sorumlusuyuz. Yasama ve yargı organlarıyla da uyumlu bir şekilde yürüttüğümüz bu görevimizde, ikinci yılımızı tamamladık."
"Türkiye, her liderin görüşüne başvurduğu, iş birliğini aradığı bir ülke haline geldi"
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile devletin düzenleme yapma fonksiyonunda en ufak bir aksamanın yaşanmadığını, Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar ve bağlı kurumların 2018'de 154 bin 507 olan toplam kayıtlı birim sayısının, birleştirmeler ve ilgalarla 2020'de 152 bin 217’ye gerilediğini söyledi.
Mahalli idareler seçimleri ve salgın gibi Türkiye açısından iki önemli hadiseye rağmen, yürütmenin çalışmalarında herhangi bir aksamaya meydan vermediklerini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: "Son iki yılda Cumhurbaşkanı olarak kendi imzamızla çıkardığımız 64 kararname ve 2 bin 755 karar ile milletimize kesintisiz hizmet sunduk. 9 Temmuz 2018'den bugüne kadar, Ankara ve İstanbul'daki çalışmalarımız dışında, yurt içinde 78 ilimize 114 seyahat gerçekleştirerek, milletimizle kucaklaştık. Aynı şekilde 2018'de 16 ülkeye, 2019'da 14 ülkeye, 2020'de ise 10 ülkeye toplam 47 farklı ziyaret yaparak, uluslararası alanda ülkemizin hak ve menfaatlerinin takipçisi olduk. Ülkemize gelen 98 devlet ve hükümet başkanını misafir ettiğimiz bu dönemde, mevkidaşlarımızla 366 telefon görüşmesi yaparak gündemimizdeki konuları ele aldık. Bölgesel ve küresel hemen tüm sorunların çözümünde Türkiye, her liderin görüşüne başvurduğu, iş birliğini aradığı bir ülke haline gelmiştir."
"Dijital Türkiye'deki kurum sayısını yüzde 44 artışla 664'e ulaştırdık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde dijitalleşmenin öneminin bir kez daha öne çıktığını, dijital Türkiye çalışmalarında alınan başarılı mesafe sayesinde kamu hizmetlerinin derli toplu ve hızlı şekilde verilebilmesini sağladıklarını vurguladı.
Dijital Türkiye çalışmaları kapsamında 27 bin olan kamu hizmeti sayısını sadeleştirerek 8 bin 97'ye, vatandaştan istenen belge sayısını ise 42 binden 833'e düşürdüklerine dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: "Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi'ne geçişin ardından vatandaştan talep edilen belge sayısını yüzde 95 azalttık. Resmi yazışma işlem süreleri, gelende ortalama yüzde 71, gidende yüzde 32 azalma gösterdi. Dijital Türkiye'deki kurum sayısını yüzde 44 artışla 664'e, e-devlet şifresi olan vatandaş sayısını yüzde 27 artışla 48 milyon 584 bin kişiye ulaştırdık. Bu platforma toplam giriş sayısında, geçtiğimiz yılın toplamı olan 1,2 milyar seviyesine, bu yılın ilk 6 ayında yaklaşmış bulunuyoruz. Tüm bu çalışmalar neticesinde Birleşmiş Milletler e-Devlet Çevrimiçi Hizmet Endeksi'nde ülkemiz, 193 ülke arasında 22'nci sıraya yükseldi."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018 ve 2019'da yatırımlarda toplam 2,3 trilyon lira tutarına ulaştıklarını bildirerek, bunun 309,5 milyar lirasının kamu, 2 trilyon lirasının özel sektör yatırımı olduğunu dile getirdi.
Salgın dönemi dahil 180 günlük icraat programlarında planladıkları 2 bin 384 ana eylemin yüzde 93'ünü tamamladıklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti: "Geçtiğimiz yıl temmuz ayında 2019-2023 dönemini kapsayan, ülkemizin kalkınma hedeflerini daha da ileriye taşıyacak temel politika belgemiz olan 11'inci Kalkınma Planımızı açıkladık. Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi'nde ülkemiz, geçtiğimiz iki yılda 60'ıncı sıradan 33'ncü sıraya yükseldi. Yüksek teknoloji üreten milli firmalarımıza finansman desteği sağlamak amacıyla 'Risk Sermayesi Fonu' oluşturduk. Yatırımı desteklemek için kurduğumuz Lojistik Merkezleri ve bağlantı hatları yanında, kombine yük taşımacılığı mevzuatının oluşturulmasında büyük ilerleme sağladık. 'Yatırım Ortamı Performans Kriterleri'ni oluştururken, Küresel Yenilik Endeksi'nde ülkemizi daha üst sıralara hızlıca taşıyacak yol haritasını da hazırladık. Doğrudan Cumhurbaşkanlığımıza bağlı kurumlarımız tarafından tamamlanan eserleri de milletimizin hizmetine sunduk."
İstanbul'un Cumhuriyet dönemi sembollerinden olacağına inandıkları Büyük Çamlıca Camisi'nin 7 Mart 2019'da ibadete açıldığını belirten Erdoğan, "Bünyesindeki 4 milyon yazılı eser, 120 milyon makale ve 550 bin e-kitap ile ülkemizin en büyük kültür kurumu olan Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanemizi 20 Şubat 2020 tarihinde milletimizin istifadesine sunduk. Yerli yabancı, gelen tüm misafirlerimizin gerçekten hayran kaldığı bu millet kütüphanemizle bizler de iftihar ediyoruz." diye konuştu.
Hizmet binalarının yanında cami, kültür ve kongre merkezi, sergi salonu ve kütüphaneyle Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin medeniyete layık bir eser haline gelmesinin sağlandığına inandıklarını dile getiren Erdoğan, İstanbul'daki Rami Kışlası'nı millet kütüphanesine dönüştürme çalışmalarının devam ettiğini, Türkiye'nin dört bir yanında 38 millet kıraathanesini faaliyete geçirdiklerini bildirdi.
Erdoğan, Coğrafi Bilgi Sistemi Kurulu vasıtasıyla milli coğrafi bilgi altyapısını ferdi kullanıma açarak günlük hayatı kolaylaştırdıklarını belirtti. Vatandaşların Ulusal Coğrafi Bilgi Platformu üzerinden edinecekleri mülkü ve çevresini inceleyebileceklerini, heyelan, sel ve deprem gibi afetlerde gerçek zamanlı bilgiye ulaşabileceklerini aktaran Erdoğan, bu sistemin ayak basılan toprağın hangi tarım ürünü için elverişli olduğundan tarihi özelliklerine, yeşil alan ve donatı ihtiyaçlarına kadar tüm bilgileri kolaylıkla takip etme imkanı vereceğine dikkati çekti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iktidarı devraldıkları günden bugüne eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, enerjiden tarıma her alanda Türkiye'yi kalkındırarak gücüne güç kattıklarını vurgulayarak, son iki yılda yapılan hizmetler hakkında bilgi verdi.
Eğitimde, 2023 Eğitim Vizyonu Belgesi'ni açıklayarak bu alanda varmak istedikleri yeri, yol haritasını ve güzergahları kamuoyuyla paylaştıklarını hatırlatan Erdoğan, yapay zeka ve makine öğrenmesi temelli dijital altyapıyı kurarak pilot uygulamasını gerçekleştirdiklerini, yaygınlaştırma aşamasını başlattıklarını söyledi.
"Son iki yılda ilk ve ortaöğretimde 2 bin 805 yeni okul, 15 bin yeni derslik inşa ettik, 87 bin 681 öğretmen ataması yaptık." diyen Erdoğan, daha öncekilere ilave olarak 17 bilim ve sanat merkezi, 1913 laboratuvar, 1034 kütüphane, 634 z-kütüphane adını verilen dijital kütüphane açtıklarını bildirdi.
Erdoğan, "2018 yılında ek ders ücreti ile birlikte bir öğretmenin eline aylık, burası çok önemli çünkü bunların çok spekülasyonu yapılıyor, 4 bin 153 lira geçerken bir öğretmenin eline, bu rakam yüzde 25'lik artışla 5 bin 177 liraya ulaştı. Daha önce 4+2 olmak üzere 6 yıl zorunlu hizmet süresiyle çalışan sözleşmeli statüdeki öğretmenlerimizin hizmet yılını, 3+1 olmak üzere 4 yıla indirdik." diye konuştu.
Özel eğitimde erken çocukluk döneminde ihtiyaç olan anaokulu sayısını sadece son bir yılda yüzde 94 oranında artırdıklarını dile getiren Erdoğan, orta-ağır düzey engelli öğrencilerin temel yaşam becerileri kazandıkları 175 uygulama evini tamamlayarak hizmete sunduklarını kaydetti.
"Mesleki eğitim kurumlarımızın koronavirüsle mücadeleye iki aşamalı katkısı oldu"
Rehberlik ve araştırma merkezlerinin fiziki kapasitesini Türkiye genelinde standart hale getirdiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: "Ülkemizin rekabet gücü yüksek savunma sanayi sektörüne ara eleman yetiştirmeye yönelik ilk adım olarak ASELSAN üretim tesislerinde Savunma Sanayi Lisesi açtık. 'Patenti Türkiye'dedir.' diyebilmek için okullarımızda patent, faydalı model ve tasarım odaklı eğitimin kapılarını araladık. Turizm sektörünün nitelikli eleman ihtiyacını karşılamak üzere turizm ve otelcilik alanında eğitim veren 11 yeni meslek lisesini hizmete sunduk. İlkokuldan başlayarak eğitimin tüm kademelerinde 6 bin 507 tasarım beceri atölyesini 11 farklı model ile kurduk."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, salgın döneminde hem evlatların hem de aile büyüklerinin sağlığını korumak için EBA adını verdikleri Eğitim Bilişim Ağı sistemini hızla hayata geçirdiklerine işaret ederek, uzaktan eğitimde aktif kullanılan EBA sisteminin 3,1 milyar tıklanma sayısıyla Türkiye'de en çok ziyaret edilen 10'uncu internet sitesi, dünyada ise 3'üncü eğitim sitesi olduğuna dikkati çekti.
TRT EBA'da yapılan 2 bin 516 saat yayın üzerinden de 7,4 milyon öğrenci ve 1 milyondan fazla öğretmenin sistemi aktif olarak kullandığını belirten Erdoğan, şöyle konuştu: "Mesleki eğitim kurumlarımızın, koronavirüs ile mücadele günlerinde ülkemize iki aşamalı ilave katkısı oldu. Birinci aşama, ihtiyaç duyulan maske, dezenfektan, yüz koruyucu siper, tek kullanımlık önlük ve tulum gibi malzemelerin üretiminde bu kurumlarımız da görev aldı. İkinci aşama ise salgınla mücadelede ihtiyaç duyulan solunum cihazı gibi cihazların tasarlanması ve üretimi konusunda da yine mesleki eğitim kurumlarımız sorumluluk üstlendi. Altyapısı güçlü illerimizde bulunan Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerimiz bünyesindeki Ar-Ge merkezlerimizin kapasitelerini bu amaçla güçlendirdik."
"Salgın döneminde eğitim ordumuz da görev aldı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, VEFA projesinde 77 il ve 361 ilçede 1836 milli eğitim personelinin görev alarak özverili çalışma sergilediğini diye getirerek, "Salgın tedbirleri nedeniyle evinden çıkamayan 65 yaş ve üzerindeki vatandaşlarımızın temel ihtiyaçlarının ve bakımlarının karşılanmasında, eğitim ordumuz da görev aldı." dedi.
Türkiye Maarif Vakfının, ülkenin yurt dışındaki en önemli temsilcilerinden biri haline geldiğine işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti: "Vakfımız 43 ülkede 1'i yükseköğretim kurumu, 9'u eğitim merkezi olmak üzere 332 eğitim kurumu, 42 yurt, 38 bin 846 öğrenci ile eğitim faaliyetlerini sürdürüyor. Vakfın yurt dışı birimlerinde, 405'i kendi vatandaşımız olmak üzere toplam 7 bin 337 personel istihdam ediliyor. Mevcut eğitim faaliyetleri haricinde, vakfımızın 42 ülkede devir alma ve yeni okul açma çalışmaları devam ediyor. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının artırılması amacıyla 2018-2020 yılları arasında 1746 öğrenci devlet bursu ile lisansüstü öğrenim görmek üzere yurt dışına gönderilmeye hak kazandı. Özellikle stratejik alanlarda öğrenim gören devlet burslusu öğrenci oranı yüzde 25'lerden yüzde 40'lara ulaştı."
Son iki yılda yapılan hizmetler hakkında bilgi veren Erdoğan, eğitimde gençlere kaliteli eğitim-öğretim sunmanın yanında, hayatın her alanında onları geliştirmeyi hedeflediklerinin altını çizdi.
Erdoğan, geleceğin teminatı gençleri her alanda destekleyen politikaları ve yatırımları hayata geçirdiklerini, bu çerçevede son iki yılda yaklaşık 4,5 milyar liralık rakamla 979 yatırımı tamamladıklarını söyledi.
Türkiye'de 18 yıl önce sadece 9 olan gençlik merkezi sayısını 338'e çıkardıklarını anlatan Erdoğan, üye olarak bu merkezlerden faydalanan gençlerin sayısının 2,5 milyona ulaştığını ifade etti.
Son 2 yılda bu merkezlere 5,5 milyonu aşkın gencin iştirak ettiğini ve 400 bini aşkın faaliyetin gerçekleştirildiğini belirten Erdoğan, "Ülke çapında sayıları 39'u bulan gençlik kamplarımızdan son iki yılda 261 bin 500 gencimiz faydalandı. Yükseköğrenim yurtlarımızın sayısını 190'dan 795'e, kapasitesini 182 binden 707 bine çıkardık. Eskiden koğuş sistemiyle hizmet veren yurtlarımızı otel konforuyla donattık. Son iki yılda toplamda 84 bin 427 yatak kapasiteli 117 adet yükseköğrenim yurdunu hizmete aldık." bilgisini verdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yükseköğrenim harçlarını kaldırırken, 18 yıl önce sadece 45 lira olan aylık burs-kredi miktarını 2018 yılında 470 liraya, 2019 yılında 500 liraya, bu yıl ise 550 liraya yükselttiklerini bildirdi.
Yüksek kapasiteli 39 modern stadyum inşası hedefinde, iki yıldaki 4 ilaveyle 26'ya ulaştıklarını aktaran Erdoğan, şunları kaydetti: "Sporun tabana yayılması ve elit sporcu yetiştirilmesi için başlattığımız faaliyetlere son iki yılda 10 bin 500 gencimiz katıldı. Yine son iki yılda lisanslı sporcu sayısındaki artış yüzde 21, spor kulübü sayısındaki artış yüzde 16, özel spor tesisleri sayısındaki artış yüzde 23 olarak gerçekleşti. 2018-2020 yılları arasında tüm yaş gruplarımızdaki milli sporcularımız, katıldıkları uluslararası müsabakalarda 15 bin 573 madalya kazandı. Nereden nereye? Bu dönemde 74 yeni gençlik ve spor tesisini de hizmete aldık."
"Son iki yılda toplamda 10 yeni şehir hastanemizi hizmete sunduk"
Sağlıkta, tarihin en büyük reformuyla millete verilen hizmetlerin standardını dünya ortalamasının çok üzerine çıkardıklarına işaret eden Erdoğan, sadece son iki yılda 10 yeni şehir hastanesini hizmete sunduklarını, bu hastanelerin Kayseri, Elazığ, Manisa, Eskişehir, Ankara-Bilkent, Bursa, Başakşehir Çam ve Sakura, İstanbul Okmeydanı Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu, Kartal Dr. Lütfi Kırdar ve Erzurum Şehir Hastaneleri olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 18 yılda hastane yatak kapasitesini 164 binden 246 bine, nitelikli yatak kapasitesinin ise 19 binden 148 binin üzerine çıkarıldığını belirterek, "378 binden devraldığımız sağlık çalışanı sayımız bugün 1 milyon 101 bini geçti. 58 adet olan MR sayımız 909 adete, 323 adet olan tomografi sayımız bin 213 adete, 4 bin 891 adet olan diyaliz cihazı sayımız 18 bin adete yükseldi. 112 Acil Sağlık İstasyonu sayımız 481 adetten 2 bin 985 adede, 618 olan ambulans sayısı 5 bin 437 adede ulaştı." dedi.
Erdoğan, geçmişte yaşanlardan örnekler vererek, "Hatırlayın o günleri, ambulanstan başka her şeye benziyordu. Ben bizzat yaşadım, ölüme gidiyordum. Bunları yaşadık biz. Onun için gelince 'Kapıya geleni çevirmeyeceğiz, çevirmeyeceksiniz.' dedik. Hamd olsun şimdi dönem böyle." ifadelerini kullandı.
Evde sağlık hizmetlerinden toplam 1 milyon 606 bin vatandaşın faydalandığını aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "Ayrıca, koronavirüs ile daha etkili mücadele için bin beşer yatak kapasiteli Yeşilköy Prof. Dr. Murat Dilmener ve Sancaktepe Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum hastanelerini devreye soktuk. Bir özellikleri daha var, Yeşilköy'de havaalanına uçak iniyor, aynı şekilde Sancaktepe'ye uçak iniyor. Yürüme mesafesinde inip hemen hastaneye, acil duruma gelebiliyorsunuz. Ne düşünerek bunu böyle yaptık? Buralara icabında sağlık turizminde gelenler, rahatlıkla gelsin, geldiği zaman da buradan hemen ambulans alsın, hastaneye götürsün, tedavisini olsun, ondan sonra da ambulans uçakla hangi ülkeden geldiyse o ülkeye gitsin veya ülke içinde ülke içinde gideceği yere gitsin.
Ulusal anlamda, uluslararası anlamda Türkiye bunu yakaladı, bunu görsünler. Aynı şekilde Şam ve Sakura Hastenesi de bu özelliklere sahip. O da bu denli güzel, zaten helikopterler hemen tepesine inebiliyor, orada helportu var. Bütün bunlarla sağlık turizmindeki adımımızı da atıyoruz."
Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin giriş ve çıkışlardaki sağlık kontrolleri için 8 sınır kapısına Sahra Hastanesi kurulduğunu belirterek, "Bugüne kadar 136 ülke ve 4 uluslararası kuruluşun sağlık malzemesi desteği talebini karşıladık." diye konuştu.
Çeşitli sebeplerle geçici olarak yurt dışında bulunan 138 ülkedeki 90 binden fazla vatandaşı, kurulan hava, kara ve deniz köprüleriyle Türkiye'ye getirdiklerini aktaran Erdoğan, "Bu vatandaşlarımızın sağlık kontrollerini yaparak, karantina süreçlerini takip ederek, gerektiğinde hastanelerde tedavilerini yürüterek, sağsalim ailelerine kavuşmalarını sağladık. Salgın döneminde tüm sağlık hizmetlerinin kesintisiz ve en iyi şekilde verilmesini temin ettik." bilgisin verdi.
"Hakim, savcı ve personel sayısını yüzde 177 oranında artırdık"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, adalette ise milletin hak ve hukuk arayışına cevap verecek pek çok reformu hayata geçirdiklerini bildirdi.
2002 yılından bu yana hakim, savcı ve personel sayısının yüzde 177 oranında artırarak, yargıda insan kaynakları kapasitesini güçlendirdiklerini ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Son iki yılda 5 bin 344'ü hakim ve savcı olmak üzere adalet hizmetlerinde görev yapmak üzere 24 bin 64 yeni personel alımı yaptık. Hatırlayın, geçmişte Adalet Sarayı diye bir şey yoktu. Maalesef merdiven altı hizmet diyebileceğimiz durumda adalet hizmetleri dağıtılıyordu. Biz, ne yaptık, Adalet Saraylarını getirdik ve bu Adelet Saraylarını yapmak suretiyle de artık hakimlerimiz, savcılarımız çok daha rahat, çok daha huzurlu hizmet verir hale geldiler.
Geçtiğimiz 18 yılda ilk derece mahkeme sayısını adli yargıda yüzde 76, idari yargıda yüzde 32 artırarak mahkemelerin yükünü azaltmıştık. Son iki yılda 554 yeni mahkemeyi daha hizmete aldık. Adli yargı istinaf mahkemelerini ilk olarak 7 yerde faaliyete geçirdik, sonra bu sayıyı 15'e çıkardık. İdari yargı istinaf mahkemelerini de 2016 yılında yine 7 bölgede faaliyete geçirmiştik, bu sayıyı 8'e çıkardık. Böylece istinaf mahkemelerini güçlendirerek, Yüksek Mahkemelerin iş yükünü azaltmanın yanında, uyuşmazlıkların daha etkin ve hızlı şekilde çözülmesini sağladık."
Son 18 yılda yapılan 269 adet adalet hizmet binasının 38'ini son iki yılda inşa ettiklerini dile getiren Erdoğan, vatandaşların haklarına daha zahmetsiz ve az masrafla kavuşabilmesi için iş uyuşmazlıklarında arabuluculuğu zorunlu hale getirdiklerini belirtti.
Erdoğan, "Son iki yılda arabulucuya giden dosyaların yüzde 63'ü başarıyla sonuçlandı. 2019 yılında kanunlaşan birinci yargı paketi ile temel hak ve özgürlüklerin korunması ve ifade özgürlüğünün güçlendirilmesi amacıyla istinafta kesinleşen bazı suçlarda temyiz yolunu açtık." dedi.
Hakim ve savcı adaylığı mülakat kurulunun üye sayısını 5'ten 7'ye çıkararak daha geniş tabanlı bir yapıya kavuşturduklarını da ifade eden Erdoğan, infaz düzenlemesiyle, hem adaletin tecellisini hem de hükümlülerin topluma kazandırılmasını gözeten yeni bir sisteme geçtiklerini bildirdi. Erdoğan, "15 yıl kıdemi bulunan avukatların yeşil pasaport alabilmesini biz sağladık. Çoklu baro düzenlemesini de içeren ve avukatların kılık-kıyafetten baro keseneğine kadar pek çok haklarını hukuki güvence altına alan bir düzenlemeyi de geçtiğimiz hafta hayata geçirdik." diye konuştu.
Erdoğan, ülkenin sınırları içinden ve dışından gelecek her türlü tehdide karşı korumanın, vatandaşları bu cennet vatanda huzur ve güven içinde yaşatmanın, devlet olmanın en başta gelen şartı olduğunu vurgulayarak bunun için, terörle mücadeleyi de kapsayan iç ve dış güvenlik konularının daima önceliklerinin başında yer aldığını söyledi.
İçişlerinde, son iki yılda terör örgütleri ve teröristlerle mücadelede tarihi başarılar elde edildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Bölücü terör örgütü PKK'ya yönelik 224 bini kırsalda, 10 binden fazlası şehirlerde olmak üzere toplam 234 binin üzerinde operasyon gerçekleştirdik. Bu operasyonlarda 950'si ölü, 732'si yaralı veya sağ, 672'si teslim olmak üzere toplam 2 bin 354 teröristi etkisiz hale getirdik. İkna çalışmalarıyla 530 teröristi örgütün pençesinden kurtardık. Böylece yurt içi terörist mevcudu 400'lü rakamlara kadar geriledi. Sadece son 1,5 yılda PKK'nın 400'e yakın eylemini engelledik.
15 Temmuz darbe girişimi başta olmak üzere, son dönemde ülkemize ve milletimize yönelik en büyük ihanetlerden birinin faili FETÖ'yle mücadele amacıyla 17 bin operasyon gerçekleştirdik. FETÖ'nün bürokrasiden iş dünyasına kadar tüm yapılanmalarını önemli ölçüde yıktık, kalanları da tespit ettikçe temizlemeye devam ediyoruz.
DEAŞ ve El Kaide terör örgütlerine yönelik yurt içinde 2 bin 652 operasyon yürüterek 635 teröristi etkisiz hale getirdik ve 5 eylemi engelledik. 2017 yılbaşından bugüne kadar ülkemizde DEAŞ tarafından tek bir eylem dahi gerçekleştirilememiştir."
Uyuşturucu ile mücadele kapsamında son iki yılda toplam 364 bin 346 operasyon yürütüldüğünü belirten Erdoğan, vatandaşları ve özellikle gençleri zehirleyen uyuşturucu tüccarlarına göz açtırmamakta kararlı olduklarının altını çizdi.
"Kimse heveslenmesin ona da prim vermeyeceğiz"
Düzensiz göçle mücadele çalışmaları kapsamında geri gönderme merkezlerinin kapasitesini 8 bin 124 kişi artışla 20 bine, sayısını da 9 ilaveyle 28'e çıkardıklarını ifade eden Erdoğan, terörden arındırdıkları yerlere gönüllü dönen Suriyeli sayısının 402 bini aştığını kaydetti.
Erdoğan, hala Türkiye'de bulunan Suriye'den ve diğer yerlerden gelmiş sığınmacıları yakından takip ettiklerini vurguladı.
Erdoğan, milli savunmada, ülkenin ve milletin huzuru ve güvenliği için gece gündüz çalışan orduyu her alanda güçlendirdiklerini belirterek şunları söyledi: "Fırat Kalkanı Harekatı'na ilaveten Zeytin Dalı, Pençe, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekatlarıyla güney sınırımızda oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna yeni darbeler indirdik. Irak sınırımızdan sızan teröristlerin önlerini kesmek için sınır ötesinde güvenli bölgeler oluşturuyoruz. Böylece ülkemize bu bölgeden yönelik terör tehdidini önemli ölçüde bertaraf ettik.
Libya'da, yaptığımız anlaşmalara uygun şekilde ülkenin meşru hükümetine destek veriyoruz. Trablus'u tehdit eden darbecileri gerileterek Libya halkının güvenliğini temin ettik ve geleceğine umutla bakmasını sağladık. Son zamanlardaki bazı gelişmeleri yakından takip ediyoruz ve kimse heveslenmesin, ona da prim vermeyeceğiz.
Kahraman ordumuz, Afganistan'dan Kosova'ya, Somali'den Katar'a kadar dünyanın pek çok yerinde barışın ve huzurun teminatı olarak görev yapmaktadır.
FETÖ terör örgütünden temizlenen ordumuz, ülkesinin ve milletinin hizmetinde tüm gücüyle tarihi bir mücadele yürütüyor. Kahraman askerlerimizin cesaretle ve fedakarlıkla verdikleri mücadele sayesinde, ülke olarak geleceğimize daha güvenle bakıyoruz."
Savunma sanayisindeki gelişmeler
Erdoğan, savunma sanayisinde, dışa bağımlılığı yüzde 70'lerden yüzde 30'lara düşürdüklerine işaret ederek "Bu alanda 2002 yılında 5,5 milyar dolar bütçeli 62 savunma projesi yürüten Türkiye, bugün 60 milyar dolar bütçeli 700 projeye ulaşmıştır." dedi.
Aynı dönemde savunma sanayinde faaliyet gösteren firma sayısının 56'dan 1500'e, sektörün cirosunun da 1 milyar dolardan 11 milyar dolara yükseldiğinin altını çizen Erdoğan, bu tablonun, ihracata da yansıdığını söyledi.
Türkiye'nin 18 yıl önce yalnızca 248 milyon dolar olan savunma ve havacılık ihracatının, 3 milyar doları geçtiğine dikkati çeken Erdoğan, "Dünyanın en büyük savunma şirketleri listesinde 5 firmamızın bulunuyor olması, geldiğimiz yerin en önemli işaretidir." diye konuştu.
"Bizim de uçak gemimiz olacak"
Erdoğan, son iki yılda, Akıncı TİHA ve Aksungur İHA, yerli helikopter GÖKBEY'in ilk uçuşlarını gerçekleştirdiğini belirterek milli İHA motoru PD-170'in ilk uçuşunu ANKA platformu ile yaptığını bildirdi.
GPS'ten bağımsız otonom Sürü İHA Projesi KERKES'i başlattıklarını anımsatan Erdoğan, "Tabii KERKES bizim için büyük bir proje, büyük önem arz ediyor." dedi.
Bu dönemde güvenlik birimlerine 21 adet T-129 ATAK Taarruz ve Taktik Keşif Helikopteri teslimatı yapıldığını ifade eden Erdoğan, ayrıca, çeşitli kurumlara 15 adet ANKA İHA, 58 adet Bayraktar TB-2 İHA/SİHA, 206 adet Kamikaze Mini İHA'nın teslim edildiğini söyledi. Erdoğan, "Geçmişte isim vermeyeceğim, filanca ülke verecek de işte tamir bakım gerçekleşeceği zaman, adam sana tamirini bakımını böyle bir şeyi de yapmaz. Bunun için bugün git yarın gel. Böyle bir anlayış ama şu anda bizim böyle bir derdimiz artık yok. Herhangi bir sıkıntı olduğu anda zaten her an yanı başımızda anında müdahale, anında tamir, bakım. Dolayısıyla anında bu eserlerimizi yeniden hayata geçirebiliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Portatif özelliğiyle kara, hava ve deniz platformlarına entegre edilebilecek Sungur Hava Savunma Sistemi'nin envantere girmeye hazır hale geldiğini bildiren Erdoğan, GÖKTÜRK Keşif Gözetleme Uydu Sistemi Projesi'nde yörüngede kabul aşamasının tamamlandığını belirtti.
Testleri başarıyla tamamlanan HİSAR-A'nın envantere girme aşamasında olduğunu, ATMACA seyir füzesinin testlerinde de sona gelindiğini, KORKUT Projesi'nde de ilk sistemlerin envantere girdiğini belirten Erdoğan, bu kapsamda 4 adet Komuta Kontrol Aracı ile akıllı mühimmat kullanma kabiliyetine sahip 13 adet Silah Sistemi Aracının orduya teslim edildiğini söyledi.
BORA Füzelerinin teslimatlarının sürdüğünü, SOM mühimmatı ve uçak bombalarını yüksek hassasiyetle hedefe yönlendirme kabiliyetine sahip milli güdüm kitlerinin teslimatlarının hızla devam ettiğini bildiren Erdoğan, Uzun Menzilli Tanksavar Füzeleri UMTAS ve LUMTAS ile Nüfuz Edici Bombaların teslimatlarında herhangi bir aksama yaşanmadığını kaydetti.
Seri Üretim Projesi Sözleşmesi imzalanan Altay Tankı için milli imkanlarla Güç Grubu Geliştirilmesi çalışmaları başlatıldığını ifade eden Erdoğan, ordunun en önemli güç unsurlarından M-60 tanklarından 195'inin modernizasyonunun gerçekleştirildiğini söyledi. Erdoğan, ayrıca proje kapsamında PULAT Aktif Koruma Sistemi kalifikasyon faaliyetlerinin tamamlandığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ülkemizin en önde olduğu alanlardan olan zırhlı araçlardan 1800'ü kullanıcı kurumlara teslim edildi. Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemimiz Anadolu denize indirildi. Yani şu anda tam değil ama yarı da olsa artık bizim de bir uçak gemimiz var ama şimdi bunun tamamını yapacağız. Onun da görüşmelerini yapıyoruz. İnşallah bizim de uçak gemimiz olacak. Şimdi bununla başlıyoruz denize indi. Şimdi ardından inşallah 1 veya 2 tanesini daha almanın gayreti içerisinde olacağız.
MİLGEM ADA Sınıfı Korvetlerin 3'üncü gemisi Burgazada ve 4'üncü gemisi Kınalıada Deniz Kuvvetlerimize teslim edilerek hizmete girdi. Bayağı yakışıklı görüyorsunuz. Bayağı denizde süzülüyor. Bu projenin 5'inci gemisinin inşası da sürüyor. Yeni Tip Denizaltı Projesi kapsamında ilk denizaltımız PİRİREİS havuza çekildi. Bizzat o işlemi yaptık. Test ve Eğitim Gemimiz Ufuk'un inşası tamamlanarak deniz kabul testleri başlatıldı."
Savaş gemilerinin bakımları için inşa edilen 10 bin tonluk kaldırma kapasitesine sahip yüzer havuzun, mart ayında İzmir Tersanesi Komutanlığına teslim edildiğini belirten Erdoğan, "Görüyorsunuz olacak. Bu işin şakası yok, olacak. Kararlıyız." diye konuştu.
Erdoğan, F-16 uçaklarına, Milli Dost Düşman Tanıma Tanıtma Sistemi'nin entegre edildiğini bildirdi.
Erdoğan, ULAK Milli Baz İstasyonlarının bin yerde kurularak faaliyete geçirildiğini, Makine Kimya Endüstrisi Kurumu'nun milli ve yerli üretim olan makinalarıyla, Kırıkkale'de günlük 3 milyon cerrahi maske üreten tesisi faaliyete geçirdiklerini söyledi.
"Kanal İstanbul Projemiz de tüm dünyaya örnek olacak"
Ulaştırmada, Cumhuriyet tarihinin en büyük altyapı yatırımlarını hayata geçirmeye devam ettiklerini ifade eden Erdoğan, bu çerçevede, ilk etabı yılda 90 milyon yolcuya hizmet verecek İstanbul Havalimanı'nı devreye aldıklarını, havalimanının tüm etapları hizmete girdiğinde yolcu kapasitesinin 200 milyona kadar ulaşabileceğini kaydetti. Erdoğan, İstanbul Havalimanı'nın, 225 bin kişilik istihdam ve 250'si dış hatlar olmak üzere 300'den fazla uçuş hattıyla, açılır açılmaz ülkenin gurur abidelerinden biri haline geldiğini söyledi.
Erdoğan, salgın dönemine rağmen açıldığı günden bugüne kadar iç ve dış hatlarda toplamda 65 milyon yolcu trafiği gerçekleştirildiğini belirterek "Ülkemize kazandırdığımız 30 havalimanına ilaveten şimdi yine denizin üzerinde Ordu-Giresun deniz üzerindedir. İşte şimdi bu da Rize-Artvin Havalimanı deniz üzerinde yapılıyor. İnşallah o da bitmek üzere. Bir diğeri Yozgat, bir diğeri de Bayburt-Gümüşhane havalimanlarının inşası sürüyor." dedi.
Erdoğan, yıllık 25 milyon ton yük işleme kapasitesine sahip Filyos Limanı'nın altyapı inşaatını bu yılı sonuna kadar tamamlayacaklarını söyledi.
Kanal İstanbul'un etüt proje çalışmalarını bitirdiklerini aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bakanlarımızla gerekli görüşmeleri yaptık. Aynı şekilde yine gruptaki arkadaşlarımla görüşmelerimizi yaptık ve bu kanalın inşası için ihtiyaç duyulan mevzuat çalışmalarıyla ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızın katılımıyla bu sürdürülüyor. İnşallah Kanal İstanbul Projemiz de tüm dünyaya örnek olacak. Tüm dünyanın da dikkatini inşallah çekecek. Her yönüyle Kanal İstanbul Karadeniz'i Marmara'ya bağlayan bir cazibe merkezi olarak ülkemizin gündeminde değil, dünyanın gündeminde de nasıl havalimanımız yerini aldıysa o da yerini alacak."
Erdoğan, İstanbul trafiği için çok büyük öneme sahip Gebze-Halkalı raylı sistem hattını hizmete aldıklarını kaydetti. Marmaray'ı da içinde bulunduran bu hat üzerinde, hem metro ve yüksek hızlı tren hem de yük treni hatlarının birbirine entegre şekilde çalıştığını belirten Erdoğan, yük trenlerinin artık Pekin'den Londra'ya kadar kesintisiz gitmeye başladığını söyledi.
Gayrettepe-Havalimanı Metro Projesi'nde tünellerin delme işleminin bittiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzunluğu 37,5 kilometreyi bulacak bu hatta 9 istasyon arasında önce tam otomatik, ardından sürücüsüz trenlerin saatte 120 kilometrelik hızla hizmet sunacağını söyledi.
Erdoğan, Halkalı-İstanbul Havalimanı raylı sistem bağlantısı kesimindeki çalışmaların hızla sürdüğünü, Kuzey Marmara Otoyolu'nu da bölüm bölüm hizmete açtıklarını, bağlantı yollarıyla birlikte toplam 398 kilometre uzunluğundaki otoyolun kalan kısımlarını da yıl sonuna kadar tamamlayacaklarını kaydetti.
Recep Tayyip Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Son 2 yılda hizmete sunduğumuz İstanbul-İzmir Otoyolu ile iki şehrimiz arasındaki mesafeyi 3,5 saate indirdik. Menemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu'nu tamamlayarak milletimizin istifadesine sunduk. Marmara'yı çepeçevre saracak otoyolun önemli bir geçiş noktası olan 1915 Çanakkale Köprüsü'nün temelini 18 Mart 2018 tarihinde attık, yapımını süratle sürdürüyoruz. Önemli bir ulaşım güzergahı üzerinde yer alan Gümüşhane çevre yolları ile 16,8 kilometre uzunluğunda 9 adet tüneli hizmete açtık.
Geçtiğimiz haftalarda 450 metre uzunluğu ve 165 metre yüksekliğiyle Türkiye'nin en yükseği olan Botan Çayı üzerindeki Beğendik Köprüsü'nü hizmete açtık. Burası terörün aman vermediği bir yerdi. Bu yapılınca teröristler buradan da rahatsız oluyorlar. Rahat hareket alanı kalmıyor. Yani bu işler, terörle mücadele tek yönlü çalışılan bir şey değil, birçok yönlü yapılan bir çalışma. Sadece Botan değil, Botan onların en önemli merkezlerinden bir tanesiydi ama bugüne kadar bir Veysel Eroğlu Ilısu Barajı en önemli bunların hareket merkeziydi. Zaman aldı ama orayı yaptık. Oradaki bütün o tarihi eserleri yerlerinden kaldırıp, farklı yerlere taşımak, orada adeta yeni şehir kurmak bunlar sıradan işler değil. Bunlar hep yapıldı ama birilerinin gözü var görmüyor, kulağı var duymuyor, ağzı var maalesef hakkı, hakikati konuşmuyor. Konuşsalar da konuşmasalar da biz doğruları yapmaya devam edeceğiz. İşte eser ortada."
Hedef 5 yıl içerisinde 5 bin 500 kilometre hızlı tren hattına ulaşmak
Avrupa ülkeleriyle yüksek standartlı demir yolu bağlantısını sağlayacak Halkalı-Kapıkule demir yolu hattının Çerkezköy-Kapıkule kesimiyle ilgili yapım sözleşmesinin imzalandığını belirten Erdoğan, proje tamamlandığında 229 kilometrelik uzunluğa sahip bu demir yolunda, saatte 200 kilometrelik hızla seyahat edilebileceğini söyledi.
Yatırım tutarı 10,5 milyar lira olan projenin bitmesiyle, Halkalı-Kapıkule arası seyahat süresi 4 saatten 1 saat 20 dakikaya, yük taşıma süresi ise 6,5 saatten 2 saat 20 dakikaya düşeceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Artık zaman, özellikle zamanla yarışma zamanı. Eğer siz ekonomide fiyatları düşerecekseniz, bunu başarmanız lazım. Maliyetleri düşereceksiniz önce bunu başarmanız lazım. İşte şimdi biz bunu başarıyoruz." ifadesini kullandı.
Erdoğan, "Ankara-Eskişehir, Ankara-İstanbul, Ankara-Konya yüksek hızlı tren hatlarımıza, yolculuk süresini 2 saate düşürecek Ankara-Sivas hattını da ilave ediyoruz. Test sürüşleri devam eden bu hattın ilk kesimini yıl sonunda kadar milletimizin istifadesine sunmayı planlıyoruz." diye konuştu.
Ankara-İzmir yüksek hızlı tren hattı ile Konya-Karaman-Niğde, Mersin-Osmaniye-Gaziantep, Bursa-Bilecik hızlı tren hatları başta olmak üzere halen inşası süren 3 bin 500 kilometrelik raylı sistem projesinin olduğunun altını çizen Recep Tayyip Erdoğan, hedefin 5 yıl içerisinde toplamda 5 bin 500 kilometre yüksek hızlı ve hızlı tren hattına ulaşmak olduğunu vurguladı.
Erdoğan, dünyanın en güzel ilk 4 tren rotasından biri olarak kabul edilen Ankara-Kars arasındaki Turistik Doğu Ekspresi'ni turizme açtıklarını anımsattı.
Modernize edilmek üzere ulaşıma kapatılan Samsun-Sivas demir yolunda da ticari deneme seferlerinin başladığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, dış ticarette talebin arttığı Bakü-Tiflis-Kars demir yolu hattına ilave 3 bin 500 ton kapasite artışı sağlayacak Konteyner Aktarma Sistemi'ni de kurduklarını hatırlattı.
Erdoğan, raylı sistem araçlarının yerli imkanlarla üretilebilmesi için Türkiye Raylı Sistem Araçları Sanayii Anonim Şirketini kurduklarını, milli elektrikli trenin fabrika testlerini de başlattıklarını kaydetti.
Recep Tayyip Erdoğan, Van Gölü'nde Ocak 2018'de faaliyete başlayan Sultan Alparslan Feribotu'nun ardından İdris-i Bitlisi Feribotu'nu da tamamlayarak hizmete sunduklarını dile getirdi.
Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi USOM'u hizmete sunduklarını, Türkiye'nin uydu haberleşme alanındaki kapasitesini artırmak, yörünge haklarını korumak ve daha geniş kapsama alanlarına sahip olmak için başlattılan 3 yeni uydu projesinde sona yaklaşıldığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Aralık 2019'da ilk enerji beslemesi yapılarak üretimi tamamlanan Türksat 5A uydusunda son testler devam ediyor. Uydu, bu yılın üçüncü çeyreğinde yerde teslim alınacak ve dördüncü çeyrekte uzaya fırlatılacak. Haberleşme ve servis modülü entegrasyon faaliyetleri tamamlanan Türksat 5B uydusu ise 2021 yılının ikinci çeyreğinde uzaya gönderilecek. Ülkemizin haberleşme uydusu üretebilen 10 ülke arasında yer almasını sağlayacak yerli haberleşme uydusu Türksat 6A'yı ise 2022 yılında uzaya fırlatmayı planlıyoruz. İstanbul'un sembollerinden biri olacağına inandığım Çamlıca Televizyon-Radyo Kulesi'nin yapımı devam ediyor. Çok az kaldı, çok kısa bir zamanda, tabii televizyondan çok burası radyo alıcı, verici özelliğe sahip olacak. 104 frekans burada hizmet görecek ve Çamlıca Camisi'nin çevresindeki kuleleri kaldırıyoruz, hepsini de buraya monte ediyoruz."
"Son 18 yılda sosyal yardım tutarı toplam 356 milyar lirayı buldu"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile, çalışma ve sosyal hizmetlerin, son 2 yılda da en yoğun çalışılan, en çok icraatı gerçekleştirilen alanların başında geldiğini kaydetti.
Sosyal yardımlarda kurumsal ve yapısal değişikliklere giderek, 2002 yılında 4 olan sosyal yardım programı sayısını 43’e çıkardıklarını belirten Erdoğan, "İhtiyaç sahiplerine bütçeden ayrılan kaynağı da 2 milyar liradan 55 milyar liraya yükselttik. Son 18 yılda yaptığımız sosyal yardım tutarı toplam 356 milyar lirayı buldu." şeklinde konuştu.
Recep Tayyip Erdoğan, salgın döneminde, sosyal koruma kalkanı çatısı altında vatandaşlara 25,5 milyar lira nakit ödeme yaptıklarını, sadece kısa çalışma ödeneği kapsamında, çok büyük bir bölümü de salgın döneminde olmak üzere 3,7 milyon kişi için 14 milyar liranın üzerinde kaynak kullandıklarını aktardı.
Erdoğan, "Ücretsiz izne çıkartılan veya işini kaybeden 1,7 milyon vatandaşımıza yaptığımız ödeme tutarı da 2,8 milyar lirayı buldu. Son 2 yılda 1 milyon 650 bin iş yeri ve 10 milyon 680 bin sigortalımız için 79,7 milyar lira tutarında destek verdik. Aktif iş gücü programlarımızla son 2 yılda toplam 980 bin kişi için 4,1 milyar liralık kaynak kullandık. İşsizlik ödeneğinden son 2 yılda 1,8 milyon vatandaşımıza toplam 14,7 milyar lira tutarında ödeme yaptık. Ortalama 1,6 milyon iş yeri için toplamda 19,7 milyar lira tutarında asgari ücret desteği verdik." ifadesini kullandı.
2019 yılında hayata geçirilen Sosyal Çalışma Programı kapsamında 20 bin 351 üniversite öğrencisini ilk kez iş gücü piyasasıyla tanıştırdıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çalışanlarımızın haklarını koruma esasına dayanan gayretlerimizle, memur ve işçi sendikalaşma oranı yüzde 22 seviyesine yükseldi. Asgari Ücret Tespit Komisyonunda yıllar sonra ilk defa geçtiğimiz yıl oy birliği ile asgari ücret kabul edildi. Asgari ücrette 2018-2020 yılları arasında yüzde 45 oranında artış sağladık. 2002 yılında 184 lira olan net asgari ücreti bugün itibarıyla 2 bin 324 liraya biz çıkarttık. Reel asgari ücreti yüzde 134 artırmış olduk. Böylece, asgari ücretin satın alma gücü paritesine göre sıralamasında, Avrupa Birliği üye ve aday ülkeleri arasında 13'üncü sıradan 8'inci sıraya yükseldik. İstihdama katılım oranının son 15 yılda yüzde 45'ten yüzde 53 düzeyine yükselmesi, ülkemizdeki istihdam piyasasının canlılığına işaret ediyor. Son 2 yılda İŞKUR kanalıyla 2,5 milyonu aşkın vatandaşımızı işe yerleştirdik. Hükümetlerimiz döneminde istihdamı artırmak için 18 ayrı sigorta primi teşviki, desteği ve indirimi uygulayarak, çalışanlarımıza ve işverenlerimize 213 milyar lira devlet katkısı sağladık. Yürüttüğümüz etkin mücadeleyle kayıt dışı istihdamı 23 puan düşürdük. Kayıt dışı istihdamın 1 puan düşürülmesi, ülke ekonomisine yılda yaklaşık 3,7 milyar lira katkıda bulunuyor."
Emeklilerin, son 2 yılda da en çok desteklenen kesimlerin başında geldiğini, geçen yılın ocak ayında en düşük emekli aylığını 1000 lira olarak belirlediklerini ifade eden Erdoğan, bu yılın nisan ayında bu tutarı bin 500 liraya yükselttiklerini söyledi.
Recep Tayyip Erdoğan, "Emeklilerimize, 2018 yılında bin lira bayram ikramiyesi ödemesine başladık. Bugüne kadar geride bıraktığımız 5 Ramazan ve Kurban bayramında emeklilerimize toplam 53,2 milyar lira ikramiye ödemesi gerçekleştirdik." dedi.
Kadın milletvekili sayısı yüzde 17,45'e yükseldi
Erdoğan, muhtarların sigorta primlerinin 2017'den bu yana devlet tarafından ödendiğini, geçen yıl muhtarların sosyal güvenliğe ilişkin tüm bildirimlerini elektronik ortama taşıdıklarını ifade etti.
Son 2 yılda geri ödeme kapsamına alınan ilaç sayısının 1015'e ulaştığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal hizmet merkezlerinin sayısını, son 2 yılda 46 ilaveyle 344'e çıkardıklarını ifade etti.
Erdoğan, "Yine 60'ı son 2 yılda olmak üzere toplam 240 aile destek merkezini milletimizin hizmetine sunduk. Ail