Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, CNN Türk televizyonunda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.
Son dönemde Libya konusunda Fransa'dan gelen açıklamaların sorulması üzerine Kalın, geçen hafta bir heyetle Trablus'a gittiklerini, Libyalı yetkilerle yüz yüze bir görüşme gerçekleştirdiklerini anımsattı.
Kalın, Hafter ve destekçilerinin Libya'nın kaynaklarına göz diktiklerine işaret ederek, stratejik açıdan bu bölgede oluşacak güvenlik boşluğunun hem Kuzey Afrika'yı hem Akdeniz'i hem Avrupa'yı hem de NATO'nun güney güvenliğini tehlikeye sokacağını belirtti.
"Fransa'nın yaptığını anlamakta biz gerçekten zorlanıyoruz." ifadesini kullanan Kalın, Rusya, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Fransa'nın desteklediği Hafter'in kaosu ve kendi savaşını sürdürebilmek için çok tehlikeli bir oyun oynadığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın daha önce Libya'da ateşkesin ilan edilmesi ve siyasi sürecin ilerletilmesi için çaba sarf ettiğini, pek çok liderle görüşmeler yaptığını hatırlatan Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Mevkidaşlarımıza, Avrupa ülkelerine, ABD'ye, Rusya'ya biz elbette ateşkesten yanayız, siyasi sürecin önünün açılmasını destekliyoruz diyoruz ama bunun gerçekleşmesi için nesnel şartların oluşması gerekiyor. Bunun Hafter'e zaman kazandıracak yeni bir taktik manevra olarak istismar edilmemesi gerekiyor. Meşru faktörler ve meşru taraflar üzerinden Libya'da siyasi süreci ilerletecek bir adım atmak durumundayız. Doğu Akdeniz'de, Akdeniz'in güneyinde, Kuzey Afrika'da gerilimden yana değiliz. Siyasi sürecin ilerletilmesi için BM parametreleri ve Berlin Konferansı çerçevesinde meşru hükümetle temasımız, desteğimiz devam edecek. Kısa bir zaman içinde tekrar siyasi müzakerelerin başlaması yoluyla Libya hak ettiği barış ve istikrara kavuşacak."
Kalın, Türkiye'nin ateşkesten yana olduğu hatırlatılarak, "Libya konusunda ABD ve Rusya nerede duruyor?" sorusu üzerine Kalın, "Rusya şu anda Hafter'i destekliyor ve biz bu konuda görüş ayrıldığımızı Ruslara açık bir şekilde ifade ettik, etmeye de devam edeceğiz. ABD başta Hafter'e destek verirken daha sonra Hafter'in Rusya yakınlaşması neticesinde onlar da Hafter'e mesafe koydular, fakat belirleyici bir rol oynama konusunda Amerikan tarafının bir çekimserliği var. Konuya ilişkin ABD ve Rusya ile temaslarımız devam edecek." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye, hak ve menfaatleri için gereken bütün adımları atmaya devam edecek"
Sözcü Kalın, Türkiye'nin hak ve menfaatlerini korumak için meşru kurallar çerçevesinde gereken bütün adımları atmaya devam edeceğini dile getirdi.
Sürecin başından bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Akdeniz'i barış denizi haline getirme konusunda çağrılarının olduğunu anımsatan Kalın, şunları söyledi:
"Ne Suriye'de ne Doğu Akdeniz'de ne de NATO'nun güney kanadı olan Kuzey Afrika'da, yahut Akdeniz'in kuzey bölgelerinde Türkiye'siz bir oyun kuramazsınız. Türkiye'siz yapacağınız her tür plan, program akamete uğramaya mahkumdur. Türkiye gibi önemli bir aktörü yok sayarak orada atacağınız her adım eninde sonunda boşa çıkacaktır. Kıta sahanlığı açısından bakıldığı zaman Türkiye'nin bölgede haklı menfaatlerini savunmak için bu adımları atması son derece meşrudur. Bu bizim milli vazifemizdir. Bundan elbette geri adım atmayacağız ama bizim kimseyle çatışmak gerilimi arttırmak gibi bir niyetimiz, arzumuz söz konusu değil fakat karşımıza birtakım tehditlerle, şantajlarla gelirlerse gereken cevabı alırlar. Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak biz bunu Suriye'de, Irak'ta, Libya'da başka yerlerde gösterdik ama bizim birinci tercihimiz hiçbir zaman bu olmaz."
Kalın, eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un kitabına ilişkin soru üzerine, ABD'li mevkidaşı ile bu konuyu konuştuğunu söyledi.
ABD tarafının bu konuda son derece tepkili olduğunun altını çizen Kalın, şunları kaydetti:
"Ulusal güvenlik danışmanlığı gibi önemli görevler üstlenmiş bir kişinin birçoğu gizli bilgiyi, devletin kayıtlarında kalması gereken bilgileri bu şekilde rahat yazıyor olması onları da hayrete düşürmüş. Bizim açımızdan sıkıntılı bir şey şöyle yok; Cumhurbaşkanımız her zaman içeride ne dediyse dışarıda da onu söylemiş şeffaf bir liderdir. Kitapta özellikle Cumhurbaşkanımızla ilgili bir bölümün çok alçakça, hezeyanlar dolu olduğunu ifade etmek istiyorum. Gerçeklerden ziyade Bolton'un kendi fantezilerini, kendi siyasi hesaplarını yansıttığını ifade etmeliyim. Yaptığı Türkiye analizi, Cumhurbaşkanımızla ilgili değerlendirmeleri hiçbir objektif gerçekliğe dayanmayan ve kendisinin uydurduğu bir takım yalanlardan ibaret. Hiçbir zaman kendisi dürüst ve cesur bir şekilde bunları bizim yüzümüze söylemedi."
İbrahim Kalın, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak'ın kuzeyinde gerçekleştirdiği başarılı operasyonlara ve Barzani-PKK anlaşması iddialarına ilişkin, şu açıklamalarda bulundu:
"Irak'la ilgili istikrarsızlık maalesef yıllardır devam ediyor. 17 yıldır maalesef barış, istikrar ve sürdürülebilir bir kalkınma modeli bir türlü inşa edilemedi. Tabii Irak'ın genel olarak siyasi, etnik ve mezhebi haritasıyla geçmişte çok oynandı. Kötü niyetle, Irak'ı zayıf düşürmek ve Irak'ı iflas etmiş devlet statüsüne sokmak için birilerinin bunlarla oynadığını biliyoruz. Yine bölgede mezhep çatışmalarını kışkırtmak için sunni-şii kavgasını kışkırtmak için birilerinin kullanıldığını biliyoruz. Yer yer etnik kökenli çatışmaları tahrik etmek için Irak'ın kullanıldığını görürüz. Bu yapının değişmesi ve dönüşmesi gerekiyor. Bizimle ilgili olarak da özellikle Irak kökenli PKK tehdidi, Irak topraklarından ülkemize dönük terör tehdidini ortadan kaldırmak için de yıllardır Iraklı mevkidaşlarımızla görüşüyoruz. Onlara, 'Gelin Irak'taki bu terör tehdidini tehlikesini siz ortadan kaldıran. Eğer buna sizin gücünüz, imkanınız yetmiyor ise o zaman bunu biz yaparız, birlikte yaparız.' diye söyledik. Bu anlayış çerçevesinde de terör örgütüne karşı operasyonlar yapılıyor."
"Çok yönlü ilişki ağını yönetmeye devam ediyoruz"
Terör örgütüne karşı operasyonların devam edeceğini bildiren Kalın, "Biz bir komşu ülkenin, bir terör örgütü tarafından ülkemize saldırı amaçlı kullanılmasını tasvip etmeyiz, kabullenemeyiz." dedi.
Kalın, Türkiye'nin çıkarları için gerekli adımlar atılırken hem Iraklı mevkidaşıları hem Bağdat hem de Erbil'deki yöneticilerle görüşmeye devam edeceklerini dile getirerek, "Tabii Irak'taki yapıdan dolayı iki başkent algısı oluşmamalı. Irak'ın başkenti Bağdat'tır, merkezi hükümeti oradadır, birinci muhatabımız orasıdır ama aynı zamanda bölgesel yönetim olarak da Erbil'le de ilişkilerimiz var. Dolayısıyla burada kendi güvenliğimiz açısından da halklarımız arasındaki ilişki açısından da bu çok yönlü ilişki ağını yönetmeye devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Barzani yönetiminin terör örgütü PKK ile ilişkisine yönelik İbrahim Kalın, şunları kaydetti:
"Biliyorsunuz geçmişte de bunlar çok çatıştılar. Barzani tarafından da PKK tarafından da kayıplar oldu. Onlar da PKK'nın buralarda yerleşik olmasından aslında memnun ve mutlu değiller fakat onu tamamen ortadan kaldıracak bir iradeyi de henüz ortaya koymuş değiller. Bizde bu konuda, o bölgenin ülkemize karşı bir saldırı alanı olarak kullanılmasına müsaade etmeyeceğimizi zaten hep ifade ettik, bundan sonra da onlarla temaslarımız devam edecek ama öbür tarafta da teröre karşı verdiğimiz etkin mücadele devam edecek."
Kalın, Irak'ta, Suriye ve diğer bölgelerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın terörle mücadelede belirttiği ana strateji olan terörü yerinde bitirme anlayışıyla kararlı bir şekilde yola devam edeceklerini söyledi.
Kovid-19
Yeni koronavirüs (Kovid-19) ile mücadeleye de değinen Kalın, yeni normalleşmenin şartlarına alışmaya çalışıldığını bildirdi. Kalın, "Cumhurbaşkanımızın, Sağlık Bakanımızın, Bilim Kurulu ve ilgili kurumlarımızın ifade ettiği gibi maske, mesafe ve temizlik konularına dikkat etmeye devam edelim. Rehavete kapılmayalım. Vaka sayısının 1300-1400'lere çıkması normalleşme ile birlikte gelen biraz gevşemeden kaynaklanıyor. Bu rakam yine de dünyadaki diğer trendlere baktığınız zaman hala iyi, hala yönetilebilir düzeyde." ifadelerini kullandı.
Kalın, Türkiye'nin pandemi sürecinde çok iyi bir sınav verdiğini dile getirerek, "Aldığımız tedbirler, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ortaya konan irade ve vatandaşlarımızın bu tedbirleri sahiplenmesi neticesinde dünyada korona ile mücadelede en başarılı ülkelerden birisi olduk." değerlendirmesini yaptı.