Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, Kurban Bayramı münasebetiyle mesaj yayınladı.
DİTİB Genel Başkanı Dr. Muharrem Kuzey, Kurban Bayramı münasebetiyle yayınladığı mesajda, “Bayramlar neşe ve sevinç katsayımızın arttığı özel zaman dilimleridir. Bayramlar hatırlayarak gönül alma, kırgınlıkları onararak kardeşliğimizi diri tutma günleridir. Bizler, bayram vesilesiyle unuttuğumuz bazı değerleri tekrar hatırlar; akrabalık, komşuluk ve kardeşlik duygularımızı yeniden tamir ederiz. Büyüklerimizi bizzat ziyaret ederek onların ellerini öper, uzakta olan tanıdıklarımız telefonla arayarak kalpten kalbe gönül köprüleri inşa ederiz. Bayramın gerçek sahipleri olan çocuklarımızı da asla ihmal etmez, onların neşesine neşe, sevinçlerine sevinç olmaya çalışırız. Bu bayrama şahit olamayan geçmişlerimizi de sevdiklerimizi de hayır dualarımızla yad eder, bizleri sevdiklerimizle birlikte ahirette bir araya getirerek gerçek bayramı cennette tattırması için Yüce Rabbimize dua ederiz” dedi.
Kuzey, mesajında şu ifadelere yer verdi:
“İnsanlıkla yaşıt kadim bir ibadet olan kurban, İslam’ın en önemli sembol ibadetlerinden biridir. Kurban, bir iki kelimeyle ifade edilebilecek basit ve sıradan bir kavram değil, bilakis deruni çağrışımları olan, kökleri insanlığın ilk dönemlerine kadar uzanan, oldukça geniş bir anlam yelpazesine sahip olan bir kavramdır. ‘Kurban’ dendiği zaman zihinlerde birçok farklı çağrışım meydana gelir. Bu çağrışımların başında ‘gönüllük’ gelir. Her ibadette olduğu gibi kurban ibadetinde de ‘gönül’ olmazsa olmazdır. Çağlar öncesinde Hz. Adem ile Hz. Havva’nın çocukları arasında yaşanan o malum kurban hadisesinin kahramanı, bu ibadeti can-ı gönülden yapan Habil olmuştur. Bilinmelidir ki; bir işte gönül varsa, o iş gönüllerin en mahrem sırlarını bilen Yüce Allah tarafından kıymet görür.
‘Kurban’ dendiği zaman zihinlere ‘takva/duyarlılık’ gelir. Kurban bizleri daha sorumlu, daha duyarlı ve daha farkında kılmak üzere meşru kılınmış bir ibadettir. Bizler kurbanlık hayvanlara bu zor ve meşakkatli yolda takvamızı, takviyemizi arttıran, bizleri rahmeti rahmana taşıyan manevi bir araç olarak bakarız. Kurbanlık hayvanlarla empati yapar, onların lisan-ı halleriyle haykırdıkları ‘’kendinizi sadece Allah’a adayın!’’ mesajını hayatımızda aldığımız en önemli mesaj telakki ederiz. Bizler kurbanlık hayvanların etlerinin de kanlarının da Allah’a ulaşmayacağını çok iyi bilir, Allah’a ulaşacak olan takvamızı arttırmanın formüllerini ararız.
‘Kurban’ dendiği zaman gündemimize İbrahim ailesini taşırız. Kurban bayramı günlerinde babalarımızı -sembolik olarak- Hz. İbrahim’in, annelerimizi Hz. Hacer’in, çocuklarımızı ise Hz. İsmail’in yerine geçiririz. Hz. İsmail gibi candan, Hz. İbrahim gibi canandan, Hz. Hacer gibi hayatı boyu uğrunda mücadele verdiği her şeyden Allah için vazgeçmenin bilincini kuşanmaya çalışırız.
‘Kurban’ dendiği zaman zihinlerimizde beliren bir kavram da umuttur. İnsan umuduyla yaşar. Umudunu kaybederse her şeyini kaybeder. Dünyanın farklı coğrafyalarında ‘Kurban Bayramı’ demek; ‘Umut Bayramı’ demektir. Kurban Bayramı’nda sadece et dağıtmayız. Etten daha çok umut, rahmet ve tebessüm dağıtırız.
‘Kurban’ dendiği zaman zihinlerimize ‘infak’ gelir. Peygamberimiz Kurban Bayramı’nda eşi Hz. Aişe’ye: “Kurbandan bize ne kaldı?” diye sormuş. Annemiz, kurbandan geriye bir kürek kemiği kaldığını söyleyince peygamberimiz; özelde eşine genelde ise tüm ümmetine, tükettiğimizin değil, paylaştığımızın bizim olduğunu ifade eden şu sözleri emanet etmiştir: ‘’Desene Aişem, bir kürek kemiği hariç hepsi bizim oldu!’’
‘Kurban’ dendiği zaman zihinlerimize ‘paylaşmak’ gelir. Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) teşkilatı olarak, Türkiye Diyanet Vakfı ile birlikte ‘Kurbanını Paylaş, Kardeşinle Yakınlaş’ şiarıyla başlattığımız Vekalet Yoluyla Kurban Kesim Organizasyonuyla onlarca farklı ülke, yüzlerce farklı bölgede kardeşlerimizle kucaklaşacak olmanın mutluluğunu yaşarız. Bu yıl da milyonlarca aileye vekalet yoluyla bağışladığınız kurban hisselerini büyük bir özveriyle ulaştırarak, dua olmanın ve dua almanın mutluluğunu hep birlikte tekrar yaşayacağız. Bu yıl özellikle Türkiye ve Suriye’de depremden etkilenen bölgelerdeki ihtiyaç sahipleri kardeşlerimiz için de özel bir kurban bağış kampanyası başlatarak Kurban Bayram coşkusunu oradaki kardeşlerimizle yaşamak istedik. Bizlere güvenerek kurbanlarını emanet eden tüm kardeşlerimize şahsım ve camiam adına şükranlarımı arz ediyorum.
28.06.2023 Çarşamba sabahı büyük bir coşkuyla kılacağımız bayram namazının ardından dört gün süreyle idrak edeceğimiz Kurban Bayramının tüm İslâm âlemi ve tüm insanlık için hayırlar getirmesini Yüce Rabbimden niyaz ediyorum. Bayramın iç dünyamıza, hanelerimize, aynı sokağı, aynı mahalleyi, aynı çatıyı paylaştığımız komşularımıza, ülkemize, dünyamıza huzur ve mutluluk getirmesini tüm alemlerin sahibi olan Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.”