Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 70'inci Yıl Kutlama Töreni'nde yaptığı konuşmada, 28 Şubat'ı hatırlatarak "Ne zorluklar çektik." ifadesini kullandı.
Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen törende konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, daha iyi bir geleceğin ancak daha iyi bir eğitimle mümkün olacağını ifade ederek, “Bu itibarla bilgiyi; hikmet ve ahlak boyutuyla beraber yeniden inşa etmek, müminler için bir iman ve kulluk sorumluluğu olduğu gibi, daha yaşanabilir bir dünya kurmanın da yegâne yoludur” dedi.
Başkan Erbaş, sayısı 105’i bulan ilahiyat ve İslami ilimler fakültelerinin önemli bir imkân olduğunun altını çizerek, “Bu imkânları iyi değerlendirerek dinî yükseköğretim alanındaki meselelerimizi ivedilikle ele alarak ülkemizi İslami ilimler ve din eğitimi alanında uluslararası bir ilim merkezi haline getirmemiz gerekiyor. İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerimizle beraber, milletimizin dinî hayatına ve geleceğine rehberlik etme sorumluluğumuzu daha iyi bir şekilde yerine getirmek için sosyal ve küresel gerçeklikleri göz ardı etmeden, çok boyutlu, kapsamlı ve disiplinli çalışmalarla bir gelecek perspektifi oluşturmalıyız” diye konuştu.
“Yeterli eğitim almış ve pedagojik formasyona sahip insan kaynağına ihtiyaç duymaktayız”
Diyanet İşleri Başkanlığının hizmet götürdüğü her bölge, kendine özgü şartları ve imkânları gereği farklı formasyonlar gerektiğini dile getiren Başkan Erbaş, şöyle devam etti:
“Türkiye özelinde, okul öncesi, kadın, aile, çocuk, genç, engelli, hasta, mahkûm, yaşlı gibi birçok kesime din hizmetini en güzel şekilde yerine getirmek için bütün bu alanların her biri ile ilgili, yeterli eğitim almış ve pedagojik formasyona sahip insan kaynağına ihtiyaç duymaktayız. Bu ihtiyacı karşılayacağımız yegâne kaynak ise İlahiyat ve İslami İlimler Fakülteleri, İmam Hatip Liseleridir. Dolayısıyla bu kurumlarımızın daha nitelikli ve donanımlı insan yetiştirmek için, branşlaşma, müfredat oluşturma gibi alanlarda sürekli kendini yenilemesi ve geliştirmesi büyük önem arz etmektedir.
Bizler, mihrapta kürsüde, Kur’an kurslarında, sosyal kültürel içerikli din hizmetlerinde, yurtdışı teşkilatlarımızda hizmet eden bütün hocalarımızın, vaizlerimizin, müftülerimizin her açıdan donanımlı ve nitelikli olmasını istiyoruz. Bunun için hizmet içi eğitimlerle İlahiyat ve İslami İlimler Fakültesinden sonra her yıl 30 - 40 bini bulan hizmet içi eğitimlerimizle bu donanımı sağlamaya gayret ediyoruz.”
“Din eğitimi ve hizmeti sunan kurumların ortak çalışmalar ve işbirliği yapmaları önemlidir”
Başkan Erbaş, din eğitimi ve hizmeti sunan kurumların ortak çalışmalar ve işbirliği yapmalarının önemine işaret ederek, “35. İl Müftüleri İstişare Toplantısında İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerinin dekanlarıyla, “Toplumu Din Konusunda Aydınlatmada Diyanet İlahiyat İşbirliği İmkanları Stratejileri” üst başlığı ile müzakereler yaptık. İl müftülerimiz ve İlahiyat ve İslami İlimler Fakültelerimizle bölgesel toplantılar yapmaya başladılar, bu toplantılar devam etmektedir. 36. İl Müftüleri İstişare Toplantımıza da Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürümüzü ekibiyle birlikte davet ettik. Beraberce “Diyanet-MEB İşbirliği İmkânları” konularını ele aldık. Bu toplantılardan hareketle Diyanet-İlahiyat ve Din Öğretimi Genel Müdürlüğü temsilcilerinden oluşan bir komisyon kurduk ve çalışmaya devam ediyoruz. Periyodik toplantılarımızın sonuncusunu YÖK başkanımızın ev sahipliğinde gerçekleştirdik” şeklinde konuştu.
“Ne zorluklar çektik”
İlahiyat Fakültelerinin yakın geçmişte yaşadıkları sıkıntıları hatırlatan Başkan Erbaş, şöyle konuştu:
“Biz ne acılar yaşadık. Fakültelerimizin sayısı 21 iken birisine 17 sene açılış izni verilmedi, kuruldu açılmadı. Birisi 10 yıl dekanı, hocaları vardı, öğrencisi yoktu. İkisinin de öğrencisi varken öğrencileri verilmeyerek kapatılmakla yüz yüze bırakıldı. Benim dekanı olduğum zaman 20 öğrenci veriyorlardı, 65 hocamız vardı. 20 öğrenciyi 30'a, 40'a çıkarabilmek için günlerce rektöre yalvardığım oldu. O günün YÖK Eğitim Kurulu Başkanına 2 yıl ulaşamadım. 20 öğrenciyi 30'a çıkarın diyeceğim, bunu söyleyemedim. Bugün Cumhurbaşkanımızın himayelerinde Ankara İlahiyat Fakültemizin 70. yılını kutluyoruz. Ne zorluklar çektik. Üniversite birincisi olan kızımız, 4 sefer Avrupa şampiyonu olmuş boksörümüz Cemal Kamacı’nın kızı bizim üniversite birincimiz oldu. Valinin elinden diplomasını almak için stadyumdan içeri giremedi, babası girdi de diplomasını aldı. Bir hoca olarak dünyada bu azap bize yetmez mi? O yüzden Muhterem Cumhurbaşkanım Allah sizden razı olsun. Bir gün hocalarla toplandık, ders yapıyoruz. Öğrencimiz yok, hocalarla ancak ders yapıyoruz. Telefonum çaldı, Yekta hocam o zaman YÖK üyesi olmuş, biz de hasretle kontenjan bekliyoruz. ‘Ali hocam 60’a çıkardık kontenjanı’ deyince, hocalarla sarıldık birbirimize gözyaşları döktük. Bugün aynı fakültenin hamdolsun 200 gündüz, 200 gece kontenjanları geliyor. Hocalar öğrenci bolluğunun mutluluğunu yaşıyor. Biz bu günler yaşadık o yüzden tekrar kendime, sizlere hatırlatıyorum “Eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir” Cenab-ı Hak bu ayeti kerimesini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım.”
Başkan Erbaş, konuşmasının sonunda Ankara İlahiyat Fakültesinin kurulmasına öncülük eden, bünyesinde hizmet veren hocalara teşekkür etti, vefat edenlere de rahmet diledi.
Törenin sonunda Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş ve İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Hakkı Ünal tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a üzerinde Hud Suresi 88'inci Ayetinin yer aldığı hat levha takdim edildi.