Mahkemenin 58 yaşındaki Raslan ile ilgili kararı, "Suriye'de devlet eliyle işlenen suçlarla ilgili dünyada ilk olma" özelliğini taşıyor.
Federal Başsavcılığın "insanlığa karşı suçlar için Esed rejimi üyelerine karşı dünyadaki ilk cezai takibat" olarak nitelendirdiği davada, 80'den fazla tanık ve işkence mağdurları dinlendi.
Raslan, insanlığa karşı suç işlemenin yanı sıra tecavüz, 58 cinayet ile 2011 ve 2012'de Suriye iç savaşı esnasında Şam'daki bir hapishanede sorgulama yaparken, 4 binden fazla kişiye işkence yapmakla suçlanıyordu.
Suriye istihbaratı için çalıştıktan sonra 2014'te Almanya'ya gelen ve 2019'da Berlin’de yakalanan Raslan, görülen davada 27 cinayetin yanı sıra tecavüz ve işkence gibi diğer suçlardan ceza aldı.
23 Nisan 2020'de başlayan davanın sonunda Raslan, insanlığa karşı suç ve cinayet işlemekten ömür boyu hapisle cezalandırıldı.
Alman Adalet Bakanı Buschmann: İnsanlığa karşı işlenen suçlar cezasız kalamaz
Almanya'nın Federal Adalet Bakanı Marco Buschmann, yaptığı yazılı açıklamada, Koblenz Eyalet Yüksek Mahkemesinin verdiği kararın sadece Almanya için değil uluslararası açıdan çok önemli olduğunu belirtti.
Adalet Bakanı Buschmann, açıklamasında şunları kaydetti:
"Nerede ve kim tarafından işlenirse işlensin, insanlığa karşı işlenen suçlar cezasız kalamaz. Uluslararası ceza hukuku açısından dayandığı büyük ve güçlü kanaat budur. Esed rejiminin işkence hapishanelerinde korkunç adaletsizlikler yaşandı. Kurbanların ve ailelerinin acısının hayal edilenin de ötesinde. Bu suçlara hukuk dilinde cevap vermek tüm uluslararası toplumun sorumluluğundadır.
Alman yargısı da bu sorumlulukla karşı karşıya kalmıştır. Bu kararın dünya çapında örnek teşkil etmesi gerekiyor. Diğer anayasal devletlerin bu kararı tanımasını dilerim. İnsanlığa karşı suç işleyen hiç kimse, hiçbir yerde güvenli sığınak bulamamalı."
BM kararı destekledi
Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, yazılı açıklamasında, Yüksek Mahkemenin kararının "tarihi" olduğunu belirterek, "Bu son derece gerekli karar, çok sayıda Suriyelinin gözaltı merkezlerinde maruz kaldığı mide bulandırıcı işkence türleri ve insanlık dışı muamelelere yeniden dikkati çekmektedir." ifadesini kullandı.
Bachelet, Suriye'de on yıldan fazladır işlenen insan hakları ihlalleri karşısında gerçeğin ve adaletin aranması için bu kararın "dönüm noktası" olduğunu vurguladı.
Bu tür kararların insanlık suçlarına karşı güçlü bir caydırıcı unsur olabileceğini hatırlatan Bachelet, "Ulusal mahkemelerin, uluslararası insan hakları hukuku ışığında yaptığı bağımsız incelemelerle, dünyadaki savaş suçlarının hesabının sorulmasına dair eksiklikleri nasıl kapatabileceği bir kez daha kanıtlanmıştır." değerlendirmesinde bulundu.
Bachelet, savaş suçu mağdurlarına adalet sağlanabilmesi için uzun yıllar çaba ve kararlılık gösteren mağdur yakınlarını takdir ettiğini, Alman mahkemesinin aldığı bu kararın, Suriye'deki Esed rejimi yetkililerine "uyarı" niteliğinde olduğunun altını çizdi.
"Adaletin sağlanması yolunda önemli bir gelişme"
BM Uluslararası Suriye Araştırma Komisyonu da Raslan'ın ömür boyu hapse mahkum edilmesini olumlu karşıladı.
Komisyonun Başkanı Paulo Sergio Pinheiro, "Bu kararın Suriye'deki savaş suçu mağduru ve kurbanları için adaletin sağlanması yolunda önemli bir gelişme teşkil ettiğini" vurguladı.
Pinheiro, Suriye'de işlenen insanlık suçlarından BM Güvenlik Konseyi nezdinde hala hesap sorulamadığını da hatırlatarak, bu tür kararların umut verici olduğunu kaydetti.
"Suriye'deki çatışmalar ve kriz hala sürüyor"
Komisyon Üyesi Hanny Megally ise bu kararın, savaş suçu mağdurları ve ailelerinin çabalarının sonucu olduğunu hatırlatarak, "BM üyesi ülkeler Suriye'de adaletin sağlanmasını istiyorsa Suriyelilerin sesine kulak vermeleri gerekir." ifadelerini kullandı.
Bir diğer Komisyon Üyesi Lynn Welchman ise Yüksek Mahkemenin kararını önemli bir kazanım olarak bulurken, "Suriye'deki çatışmalar ve krizin son bulmaması şöyle dursun, halihazırda hücre hapsi tutukluluğunda işkenceye maruz kalan ve kayıplara karışan çok sayıda mağdur var. Çok sayıda Suriyeli, bu yakınlarından hala haber almayı bekliyor." ifadesini kullandı.
Davadaki diğer sanık olan ve Suriye istihbaratı için çalışan Eyad el Garib ise 24 Şubat 2021'de insanlığa karşı suç işlenmesine yardımcı olmaktan 4,5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.