İsrail'in yıktığı köylerde sakinler başlarını sokacak yer arıyor

  • Güncelleme: 07.11.2020 23:52
İsrail'in yıktığı köylerde sakinler başlarını sokacak yer arıyor

Batı Şeria'ya bağlı Tubas kentinin doğu kırsalındaki Hammisa Bedevi köyüne 3 Kasım'da baskın düzenleyen İsrail güçleri, 23 ailenin yaşadığı 11 evi yerle bir etti.

Bu, İsrail'in yıllardır gerçekleştirdiği en büyük yıkımlardan biriydi. Hammisa'da soğuk kış aylarının başladığı günlerde gerçekleşen yıkım, 41'i çocuk 73 Filistinliyi evsiz bıraktı.
"Başımızı sokacak hiçbir yerimiz kalmadı"

İsrail'in düzenlediği baskın sonucu evlerini kaybeden Ebu Kebbaş ailesi, şu an teneke levha ve taşlarla çevrili derme çatma bir çadırda yaşamaya çalışıyor.

AA muhabirine konuşan anne Ensar Ebu Kebbaş (27), yaşadıkları acının yanında evsiz kalan çocuklarına barınak bulmaktan başka bir şey düşünmediğini belirtti.

Henüz 2 aylık kızı Hadil ile 2 ve 3 yaşlarındaki Muhammed ve İsmail'i işaret eden Filistinli kadın, şunları söyledi:

"Bu çocukların evsiz kalması mantıklı mı? Benim suçum ne? Başımızı sokacak hiç bir yerimiz kalmadı. Yıkım olduğu gece yağmurda kaldık."

Yıkım gecesi hissettiklerine değinen Ebu Kebbaş, "İlk başta kabus görüyorum sandım ama her şey gerçekti. Her şey yıkıldı, elimizde ne varsa gitti." diye konuştu.

Ebu Kebbaş, oğlu İsmail'in yıkımı görünce bağırmaya başladığını ve onu daha önce hiç böyle görmediğini ifade etti.
"İsrail'in yıkım uygulamaları Batı Şeria'yı ilhak planının bir parçası"

Diğer köylüler gibi evini İsrail yıkımında kaybeden 47 yaşındaki Yasir Ebu Kebbaş, şu an başını sokacak bir evi olmasa da köyde kalmakta ısrar ediyor.

Yedi çocuk babası Yasir Ebu Kebbaş, yıkımdan beri çocuklarıyla çok zor şartlar altında yaşadıklarını belirtti.

İsrail'in yıkım uygulamalarının Batı Şeria'yı ilhak planının bir parçası olduğunu söyleyen Yasir Ebu Kebaş, "Bu yüzsüz bir işgal. Yıkım için kritik bir zaman seçildi. Çocukları ve yaşlıları yağmurda ve dondurucu soğukta evsiz bıraktılar." dedi.

"Su kullanmamıza dahi engel oluyorlar"

Yıkım sırasında hayvanlar için kullanılan yapılar ve güneş enerjisi panellerinin de kullanılamaz hale geldiğini ifade eden Ebu Kebbaş, şöyle devam etti: "İsrail işgali burada yaşayanları zorla göç ettirmeye çalışıyor. Askerler, gerçek mühimmatla askeri tatbikat yapma bahanesiyle evlerin tahliye edilmesi, tarım mahsullerini yakma, araçlara el koyma ve evleri yıkmak gibi burada yaşayanları rahatsız etmek için çeşitli yöntemler kullanıyor."

Ebu Kebbaş, yerleşim alanına yakın bir yerdeki su kuyusunu göstererek, "İsrail, Yahudi yerleşim birimleri için bizim sularımızı çekiyor. Su kullanmamıza dahi engel oluyorlar." diye konuştu.

İsrail son 10 yıldır yıkımlara hız verdi

Tubas ve Agvar ili yerleşim projeleri sorumlusu Mutez Beşarat, İsrail'in yıkımlara son 10 yıldır hız verdiğini söyledi.

İsrail'in Hammisa'yı bitirmek için uğraştığını belirten Beşarat, "Buradaki evler 40 yıldır var ve sakinleri hayvancılıkla uğraşıyorlar." dedi.

Agvar'ın kuzeyinde yer alan ve tenekeden yapılmış evlerden kurulan köyün bulunduğu topraklar Batı Şeria'nın en verimli topraklarından biri olarak biliniyor.

Dördüncü Cenevre Sözleşmesi ciddi şekilde ihlal ediliyor

BM Filistin Bölgesi Geçici İnsani Koordinatörü Yvonne Helle, 5 Kasım'da yaptığı yazılı açıklamada, Hammisa'nın İsrail'in "atış alanı" olarak belirlediği bölgede kısmen ya da tamamı yer alan 38 bedevi topluluğundan biri olduğunu belirtmiş ve yıkım işlemlerinin Dördüncü Cenevre Sözleşmesini ciddi şekilde ihlal ettiğini kaydetmişti.

Helle, İsrail makamlarının bu yılın başından beri Doğu Kudüs dahil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria'nın farklı bölgelerinde 689 yapıyı yıktığını belirtmişti.

Helle ayrıca ev, hayvan barınağı, tuvalet ve güneş paneli dahil olmak üzere yıkılan yapıların, hakları ihlal edilen bu topluluktaki insanlarının geçimi, refahı ve onuru için gerekli olduğunu ifade etmişti.

Filistin makamlarına göre, İsrail, işgal altındaki Batı Şeria'nın "C Bölgesi" olarak adlandırılan bölgelerde Yahudi yerleşim birimi inşa ve ilhak projeleri çerçevesinde yaşayan Filistinlileri yerlerinden etmeye çalışıyor.

Filistin ile İsrail yönetimi arasında 1995'te imzalanan "İkinci Oslo Anlaşması" çerçevesinde işgal altındaki Batı Şeria A, B ve C bölgelerine ayrılmıştı.

Yüzde 18'i kapsayan "A bölgesi"nin yönetimi idari ve güvenlik olarak Filistin'e, yüzde 21'lik "B bölgesi"nin idari yönetimi Filistin'e, güvenliği ise İsrail'e devredilirken, yüzde 61'ini kapsayan "C bölgesi"nin idare ve güvenliği İsrail'e bırakılmıştı.

Yerel kaynaklar, İsrail güçlerinin sadece geçen yıl Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da Filistinlilere ait 521 evi "ruhsatsız" olduğu veya "C bölgesi"nde inşa edildiği gerekçesiyle yıktığını belirtiyor.