Günümüzde sesli içerikler, özellikle podcast ve sesli kitaplar ile giderek yaygınlaşmakta. Bu durum, birçok kişi için “Madem her şeyi dinleyebiliyoruz, kitap okumaya hâlâ neden ihtiyaç duyuyoruz?” sorusunu akla getiriyor. Ancak dil bilimcileri, okuma ve dinlemenin beyin üzerinde farklı etkiler yarattığını ve birbirinin yerini almadığını vurguluyor.
Gelişmeleri kaçırmayın! Avrupa’dan ve dünyadan en güncel haberler artık cebinizde.
- WhatsApp kanalımıza katılın, özel haberler ve analizlere anında ulaşın
- Anlık bildirimlerle sıcak gelişmeleri ilk siz öğrenin
Beyin Okurken ve Dinlerken Farklı İşliyor
The Conversation’da yayımlanan bir makaleye göre, beynimiz dili okumak ve dinlemek sırasında benzer biçimlerde anlamlandırıyor, fakat bilgiyi işleme şekli farklılık gösteriyor. Okuma sürecinde beyin, harfleri tanıyor, onları seslere dönüştürüyor ve anlamlarını birbirine bağlıyor. Noktalama işaretleri, paragraflar ve kalın yazılar gibi görsel ipuçlarıyla metni daha kolay kavrıyor.
Okuma hızını okuyucu kendisi belirlediği için karmaşık bölümleri tekrar inceleme, altını çizme veya not alma imkânına sahip. Bu durum, öğrenme sürecini daha verimli hale getiriyor. Öte yandan dinleme sürecinde beyin, konuşmacının hızına ayak uydurmak zorunda kalıyor. Kelimeler akıp giderken, duyulanları bellekte tutmak ve kelimeler arasındaki sınırları hızla belirlemek gerekiyor. Ses tonu, vurgu ve konuşmacının kimliği gibi ek bilgilerin de işlenmesi, anlam çıkarma sürecini etkiliyor.
Dinlemek Her Zaman Daha Kolay Değil
Çoğu kişi için dinleme, okuma kadar kolay gibi görünse de bu, her konuda geçerli değil. Özellikle karmaşık veya teknik konularla ilgili dinlemek, okumaktan daha zor olabiliyor. Kurgusal metinlerde difference az olsa da, bilimsel makaleler ve bilgi verici içeriklerin okunması, öğrenilmesi gereken bilgileri daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Okuma, anlamakta zorlandığımız yerlerde geri dönme ve yeniden odaklanma imkânı sunuyor.
Dinlemede ise metni geri sarmak, akışın bozulmasına neden olabiliyor. Ancak disleksi gibi okuma güçlüğü olan bireyler için dinleme yöntemi, öğrenmeyi daha etkili hale getirebiliyor. Bu noktada, dinlemenin avantajları göz önüne alındığında, belirli durumlarda daha uygun bir tercih olabileceği ortaya çıkıyor.
Dikkat Dağınıklığı Dinlemeyi Zorlaştırıyor
Yapılan araştırmalar, insanların genellikle dinlerken başka bir işle meşgul olduğunu gösteriyor. Spor yaparken ya da yemek hazırlarken podcast dinlemek buna örnek olarak verilebilir. Bir deneyde, metni okuyan öğrencilerin, aynı metni dinleyenlere göre sınavlarda daha başarılı olduğu gözlemlendi. Bu farkın, dinleyen öğrencilerin dikkatinin dağılmasından kaynaklandığı belirtildi.
İki Yöntem Birbirini Tamamlıyor
Okuma ve dinleme, benzer amaca hizmet etmesine rağmen beynin farklı bölgelerini çalıştırıyor ve birbirinin yerini tam olarak dolduramıyor. Bilgiyi en iyi şekilde öğrenmek için her iki yöntemi de uygun bir şekilde kullanmak gerekiyor. Uzmanlar, karmaşık bilgileri öğrenmek için okumayı, hikâye ve sohbet gibi içeriklerde ise dinlemeyi öneriyorlar.
Sonuç olarak, her iki yöntemin kendi içinde eşsiz faydaları bulunmakta. Bu nedenle, hangi yöntemin tercih edileceği duruma bağlı olarak değişiklik göstermekte. Kişiler, öğrenme stillerine ve ihtiyaçlarına göre bu yöntemleri etkili bir şekilde birleştirerek en iyi sonuçlara ulaşabilirler.