Komite Başkanı Afridi, Hindistan ve Pakistan arasındaki ikili ilişkiler, Keşmir meselesi ve Filistin'de yaşanan durumu değerlendirdi.
Afridi, İslam dünyasının bugün mezhepçilik, ülke, din, dil, değer, norm ve kültür adına kutuplaşmış olduğuna dikkati çekerek "Tüm İslam ümmetinin birliğe ihtiyacı olduğuna inanıyorum." dedi.
İslam peygamberi Hazreti Muhammed’in dediği gibi insana değer verilmesi ve saygı duyulması gerektiğini vurgulayan Afridi, "(Filistin'de) şahit olduğumuz şey endişe verici ve dünya bunu bilmeli. Eğer durum aynı kalırsa küresel barış tehlikede olacak." diye konuştu.
Afridi, uluslararası toplumun, İsrail'in Filistin’de insanlığı yerle bir etmesine rağmen işlerin yoluna girmesine katkıda bulunmadığına işaret ederek "İnsanlığın tüm normları bir kenara bırakıldı ve onlar, (İsrail’e) masum çocuk ve kadınları öldürmeleri için ruhsat verdi." ifadesini kullandı.
"Dünya ağır bir bedel ödemek zorunda kalacak"
Müslüman liderlerin aktif davranması gerektiğini belirten Afridi, Filistin meselesiyle ilgili müreffeh dünya tarafından somut eylemlerin gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi.
Afridi, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Holokost’tan bir şeyler öğrenmesi gerektiğine dikkati çekerek "Yaşanan tüm sefaletleri bilmesi gerekiyor ve Filistinlilerin de insan olduklarını bilmeleri gerekiyor. Onlar da herkes kadar insan ve onlara böyle davranılamaz. Eğer dünya böyle sessiz kalmaya ve göz ardı etmeye devam ederse bana güvenin, çok ağır bir bedel ödemek zorunda kalacak." değerlendirmesinde bulundu.
Afridi, Filistin'deki demografik terörün Keşmir'de de yaşandığını belirtti
Netanyahu'nun Filistin'de "demografik terör" faaliyetlerine atıfta bulunan Afridi, bunların Keşmir'de de yaşandığına işaret etti.
Afridi, Hindistan'ın Cammu Keşmir'in özel statüsünü kaldırdığı 5 Ağustos 2019’dan bu yana 8 milyon insana adaletsiz davranıldığını, onların kimliklerinin yok edildiğini ve haklarının ellerinden alındığını anlatarak Hindistan Anayasası’nın 370’inci maddesi ve 35A fıkrasının iptal edilmesinin ardından Keşmirlilere yönelik "kültürel, demografik ve bilgi terörü" yürütüldüğünü kaydetti.
"Hindistan ile müzakere için 5 Ağustos 2019 kararlarının iptal edilmesi gerekiyor"
Konu Keşmir meselesine geldiğinde Başbakan İmran Han ve Pakistan hükümetinin sadece bir gündemi olduğuna işaret eden Afridi, "Hindistan ile müzakerelerin, ticaretin veya farklı herhangi bir etkileşimin başlaması için 5 Ağustos 2019’da alınan kararların iptal edilmesi gerekiyor." dedi.
Afridi, özellikle 5 Ağustos 2019'dan sonra Cammu Keşmir'de insani kriz yaşandığını belirterek "Masum çocuklara, kadınlara ve tüm yaşlardan insanlara karşı savaş suçları işleniyor. Alıkonuluyorlar, sağlık tesislerinden ve her şeylerinden mahrum bırakılıyorlar." diye konuştu.
Bölge halkının varlıklarının tehlikede olduğuna dikkati çeken Afridi, "(Hindistanlılar) Kızları ve erkekleri toplama kamplarına gönderiyorlar." iddiasında bulundu.
Özgürlükten bahsedenler içeri atılıyor
Afridi, Keşmir'de kocalarının ölüp ölmediklerini bilmeyen ve bu şekilde yıllarca bekleyen çok sayıda "yarı dul kadın" olduğunu belirterek "Onlarca yıl kocalarını bekleyen kadınlar ve babalarını bekleyen çocuklar var." dedi.
Özgürlükten konuşan veya haklarını isteyen siyasetçilerin demir parmaklıkların arkasına atıldığını belirten Afridi, Asiya Andrabi başta olmak üzere çok sayıda siyasetçinin hapsedildiğine dikkati çekti.
Afridi, gözaltında hayatını kaybeden Tahrik-i Hürriyet Partisi'nin Genel Başkanı 78 yaşındaki Eşref Sehrai'nin, bu durumun son örneği olduğunu dile getirdi.
"İnsanlık burada kan ağlıyor"
Hindistan’ın ülkenin çeşitli bölgelerinden yabancıları Cammu Keşmir’e getirmeye çalıştığını anımsatan Afridi, Cammu Keşmir’de gerçekleşen demografik terör şeklindeki yerleşim politikasının tüm küresel barış için korkutucu olduğunu ve dünyanın uyanması gerektiğini söyledi.
Afridi, uluslararası toplumun Keşmir meselesiyle ilgili Hindistan'a baskı yapması çağrısında bulunarak "Dini, ırkı, kültürü, normları ve kuralları unutun, insanlık burada kan ağlıyor." diye konuştu.
"Herkesin geleceği tehlikede"
Keşmir meselesiyle ilgili somut adımların atılması gerektiğini ifade eden Afridi, "Bu, herhangi bir ülkeyle alakalı değil, dünyanın barışıyla ilgili. Ankara’da, İstanbul’da, New York'ta, Washington'da, Vancouver’da, Cidde’de, Riyad’da, Londra'da, Paris ve hatta Moskova’da yaşayan birinin, her başkentin, her şehrin, her insanın geleceği tehlikede." değerlendirmesini yaptı.
Afridi, yeni neslin geleceğinin de tehlikede olduğuna işaret ederek "Neden? Çünkü Keşmir Hindistan ile Pakistan arasında bir parlama noktası. Dünya öne çıkmalı ve bu meselesinin Keşmir ile ve orada yaşayanlarla alakalı olmadığını fark etmeli. Bu, onların geleceğiyle, çıkarlarıyla ve gelecek nesilleriyle alakalı." dedi.
"(Savaş dahil) her şeye hazırız"
Keşmir meselesinin sadece Hindistan ve Pakistan ile alakalı olmadığını belirten Afridi, Birleşmiş Milletler'in (BM) de işin içerisinde olduğunu ancak BM'nin güvenilirliği ile ilgili de soru işaretleri bulunduğunu kaydetti.
Afridi, Pakistan’ın diyalog ile ilgili duruşunun çok açık olduğunu belirterek şöyle devam etti:
"Pakistan sorumlu bir devlet ve (Hindistan ile) tüm meselelerle ilgili kapıyı çalmaya devam edecek. Biz her an (savaş dahil) her şeye hazırız."
"Ara buluculuk girişiminde bulunan ülkeler oldu"
Hindistan ile Pakistan arasında arka kapı diplomasisi yürütülüp yürütülmediğine ve farklı ülkelerin iki ülke arasında ara buluculuk rolü oynayıp oynamadığına ilişkin Afridi, "Farklı ülkeler tarafından çok sayıda (ara buluculuk ile ilgili) girişimde bulunuldu. Fakat Pakistan’ın duruşu oldukça basit ve açık. 5 Ağustos kararları iptal edilmeden diyalog veya ticaret yok." dedi.
Afridi, Cammu Keşmir'deki sağlık altyapısının yetersiz olduğuna vurgu yaparak "Her 71 bin kişiye sadece bir oksijen tüpü, her 3 bin 900 kişi için 1 doktor bulunuyor. Her 200 kişiye ise sadece 32 kilogram oksijen düşüyor." diye konuştu.
Cammu Keşmir'in askeri bölgeye dönüştüğünü belirten Afridi, "Her 9 Keşmirli için 1 asker bulunuyor." ifadesini kullandı.