Pakistan'ın 1947’de bağımsızlığını kazanmasının ardından eski başkent Karaçi’nin stratejik olarak dezavantajlı konumda bulunması dolayısıyla yeni bir yönetim merkezi ihtiyacının ortaya çıkması üzerine, 1950’lerin sonunda yapımına başlanan İslamabad, 1967'den bu yana ülkenin başkenti.
Sonradan inşa edilmesi dolayısıyla şehir planlamasının ülkenin diğer kentlerine göre daha dikkatle ele alındığı İslamabad'da geniş yollar, düzenli yapılaşma ve yeşil alanlar göze çarpıyor.
Başkentte Türkiye ve Pakistan kardeşliğinin nişanelerinden biri olan Atatürk Caddesi de yeşil çevre düzenlemesiyle öne çıkıyor.
Kare şeklinde bölümlere ayrılan ve buna göre düzenlenen şehirde, yaklaşık 300 hektarlık bir alan ise tamamen park olarak hizmet veriyor.
Adını ülkenin kurucu lideri Muhammed Ali Cinnah’ın kız kardeşinden alan Fatma Cinnah Parkı envai çeşit ağaçlar, güller, begonviller ve ülkenin milli çiçeği yaseminlerle bezenmiş durumda.
Spor tesisleri ve sahaları, eğlence mekanları, yürüyüş ve bisiklet parkurlarının bulunduğu parkta, farklı mimari yapılar da dikkati çekiyor.
Parkın F-10 kapısı yakınında üzerinde "Türk ve Pakistan halkları arasındaki ebedi dostluğun anısına Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 16 Mart 1995" yazılı bir anıt da yer alıyor.
Margala Tepeleri Milli Parkı
İslamabad’ı dünyadaki diğer başkentlerden ayıran bir diğer nokta ise şehri çevreleyen, canlı iklim ve yeşil manzarasıyla kente güzel bir görünüm katan Margala Tepeleri Milli Parkı.
Adını Himalaya Dağları'nın bir bölümü olan Margala Tepeleri’nden alan milli park, 17 bin hektarın üzerindeki alanı kapsıyor.
Park içerisinde 600’ün üzerinde bitki çeşidi, 250 farklı kuş türü ve çeşitli yırtıcı hayvanlar bulunuyor.
Söz konusu milli park, yürüyüş parkurları, tırmanma alanları ve zengin doğal güzelliğiyle şehirdeki yerli ve yabancıların uğrak noktaları arasında yer alıyor.
Milli park içerisinde yer alan Daman-e Koh isimli seyir tepesinden bakıldığında şehir yeşil bir bahçeyi andırıyor.