Moskova'da üniversite eğitimi alırken tanışan ve okul bittikten sonra evlenen Rusya uyruklu Marina ile Fatih Akdağ çifti, evliliklerini Arina ve Servet adını verdikleri çocuklarıyla taçlandırdı.
Akdağ çifti, çocuklarının Türk kültürü ve eğitimiyle yetişmesi için 2005'te Antalya'nın Alanya ilçesine yerleşti.
Bir süre çocuklarıyla ilgilenen Akdağ, daha sonra eşinin güvenlik sistemleri üzerine kurduğu şirkette çalışmaya başladı. Zamanla Türk kültürünü benimseyen Akdağ, Alanya Belediyesinin muz lifi projesinden etkilenerek eşiyle 10 milyon liralık geri dönüşüm tesisini kurdu.
Bahçelerden toplanan muz atıklarını son teknolojiyle kurdukları tesiste, bitkisel ve organik gübre üretimine dönüştüren Marina Akdağ, haftanın üç günü Antalya'daki pazarlama ofisi ile Alanya'da Yeşilöz Mahallesi'ndeki tesisleri arasında gidip geliyor.
"Türk milleti bambaşka"
Marina Akdağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, muz atıklarından bitkisel sıvı ve katı gübre üretmeye başlamanın kendisini gururlandırdığını söyledi.
Bitkisel atıkların değerlendirildiği tesisi üniversitelerden, bakanlığa kadar farklı kurumlardan alınan desteklerle hayata geçirdiklerini belirten Akdağ, elde edilen ürünlerin gelecek adına pozitif olduğunu bildirdi.
Çocuklarının Türkiye'de dini ve kültürünü yaşamasını istediklerini aktaran Akdağ, "Eşim çocuklarımızın Türk kültürüyle yetişmesini istedi. Ben de kabul ettim. Çünkü Türk milleti bambaşka. Çok farklı, sıcak kanlı, çocukları seviyorlar. Burada hiçbir zaman kendimi yabancı gibi hissetmedim. Herkes yardım ediyor. Çocuklarımız Türk kültürünü görsünler, babaannesi ve dedesiyle büyüsünler istedik. Onun için Türkiye'ye yerleştik." diye konuştu.
Türkiye'de yabancılara sıcak davranıldığını vurgulayan Akdağ, "Bu ülkeden gitmeyi hiç düşünmüyorum çünkü çok mutluyum." dedi.
"Bir iş kadını olarak kendimi Türkiye'de buldum"
Kimsenin değer vermediği atıkların gelişigüzel atılmasının çevreye zarar verdiğine dikkati çeken Akdağ, yaptığı işin kendisini mutlu ettiğini söyledi.
Bitkisel atıkların çok değerli olduğunu anlatan Akdağ, şöyle devam etti:
"Küçük bir yatırımla bazı şeyler nasıl da çok daha farklı bir boyuta gelebiliyor. Aslında bir iş kadını olarak kendimi Türkiye'de buldum. Burada böyle bir proje ortaya çıktığında, çok hoşuma gitti. İnsanlara çok faydalı ürün üretebilirsiniz. Gübresi, lifi, selülozu var. Her şeyi araştırmak hoşuma gidiyor. Çünkü dünyada yaygın mikrobiyal gübre, toprağa can veriyor. Oysa kimyasallarla toprak öldürülüyordu. Oysa biz ürettiğimiz bitkisel ürünlerle toprağı canlandırıyoruz. Sonuçta biz sağlıklı bir ürün yapmaya çalışıyoruz."