TRT Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Eren, bu yıl "Pandemi Sonrası Dünya'da Uluslararası Düzen ve Değişen Dinamikler" başlığıyla 1-2 Aralık'ta 4'üncüsü yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle çevrim içi düzenlenen TRT World Forum'un açılış töreninde konuştu.
Küresel salgın nedeniyle forumun bu yılki toplantısının yüz yüze yapılamadığını ancak krizlerin fırsatları da beraberinde getirdiğini söyleyen Eren, "Bu yıl, foruma sanal ortamda ev sahipliği yaptığımız için her zamankinden daha fazla insana ulaşma fırsatımız oluyor ve bu da belki bu yılki forumu, bugüne kadarki en küresel haline getiriyor." ifadesini kullandı.
Eren, forumun karar vericiler, kanaat önderleri, fikir liderleri, politikacılar ve sivil toplum üyeleri için bugünün en önemli meselelerini farklı bakış açılarıyla her yönden tartışılmasını sağlayacak gerçek bir küresel platform sağlamayı amaçlamadığını vurguladı.
TRT World Forum'un ilk düzenlendiği günden bu yana "küresel bir toplumun fertleri olarak aynı gemide olduklarının" altını çizmek için büyük çaba harcadıklarını belirten Eren, "Aynı zamanda bazı seslerin, diğerlerine göre daha kolay ve çok duyulduğunu ifade ettik. Bu yüzden, bütün meselelerde yıllardır görmezden gelineni ve duyulmayanı duyurmak için çok çabaladık. Kısık seslere ses olduk." ifadelerini kullandı.
Eren, TRT'nin uluslararası etkisinin altında yatan ana felsefenin bu olduğuna işaret ederek "Sessizlerin sesi olmak, bir değer olarak TRT’nin düsturudur. İşte TRT World Forum'u da bu hassasiyetle oluşturduk." dedi.
TRT'nin güncel meseleleri yakından takip ettiğini belirten Eren, şöyle devam etti: "Biliyoruz ki, 'şuur ve bilgi' bunların üzerinden gelebilmenin ilk adımıdır. Etnik kökeni, rengi, dini ne olursa olsun acı çekenler arasında ayrım yapmamaya şeref sözü verdik. Aynı şekilde insanların güvenlik ve barış sadece fiziksel zarardan değil, aynı zamanda aşağılayan ve kötüleyen yabancı düşmanı ve ırkçı söylemlerden korunma ve güvenlik haklarından da ödün vermiyoruz. İlham ve fikirlerin gücüne inanıyoruz. Bilginin farklı amaçlara hizmet etmek için çeşitli şekillerde üretildiğini de kabul ediyoruz."
Eren, bugünün en güncel sorunlarını dünyanın ileri gelen uzmanlarından bazılarıyla tartışmak için küresel bir platform olan TRT World Forum'u başlattıklarının altını çizdi.
Barış ve güvenliğin, Soğuk Savaş sonrası dönemde önemli kabul edilen 2 en temel insan hakkı olduğunu ifade eden Eren, "Birçokları dünyanın, insanlığın görülmemiş bir barış dönemi yaşayacağına ve geliştireceğine inanıyordu. Bununla birlikte geçen zaman içinde giderek daha fazla parçalanan dünyamız, çatışmaların şiddetlenmesine tanık oldu ve bu da milyonlarca insanın hayatını tehlikeye attı." diye konuştu.
Eren, belki de bir nesil için insan güvenliğinin en büyük tehdidi haline gelen Kovid-19 salgını ve yansımalar, bu bölünmeleri tartışmasız bir şekilde derinleştirirken dünyanın bölünme yangınını söndürmede büyük adımlar atması için potansiyel açılımlar da sağladığını söyledi.
"Kurumlar, (Kovid-19 karşısında) bütüncül bir tepki geliştiremedi"
TRT World Forum'da her yıl en kritik küresel sorunlardan bazılarına yenilikçi çözümler üretmek, tartışmak ve geliştirmek için 1500'den fazla konuşmacı ve katılımcıyı bir araya getirdiklerini anlatan Eren, forumun geçen yıl dünyanın her yerinden 120 konuşmacı ve 1400 katılımcıyla "Küreselleşmenin Krizi: Riskler ve Fırsatlar" ana temasıyla gerçekleştiğini hatırlattı.
Eren, sözlerini şöyle sürdürdü: "Geçen yıl takip ettiğimiz asıl soru, sorunlarımızın küresel doğası ve bunları ele almak için inisiyatif ve yetenek eksikliğiyle ilgiliydi. Temamızın zamanlaması bizi bile şaşırttı. Forumdan yaklaşık 2 ay sonra, koronavirüs Çin'in Wuhan şehrinde ortaya çıktı. Ülkede hızla yayıldı, binlerce kişiyi enfekte etti ve öldürdü. Daha sonra dünyaya yayıldı, sosyal ve ekonomik düzeni bozdu, sağlık sistemlerini çökertti, hem sınırları anlamsız hale getirirken hem de onların güçlenmesine yol açtı.
Virüsün inanılmaz yayılma hızı, sadece bir bölgede gibi görünen bir sorunun dahi nasıl kolayca ele alınamayacağını gösterdi. Ne yazık ki, pandeminin ilk aşamasına koordineli ve etkili bir yanıtın olmaması hali, diğer hayati sorunların da sıkça ele alındığı tarzdan farklı değildi. Sınırlar kapandığında, mal ve insan akışı neredeyse durduğunda, uluslararası sistemin çekirdeğini oluşturan kurumlar, küreselleşme ve ilerleme ile ilgili varsayımlarımızın çoğunu kapı dışarı ederek bütüncül bir tepki geliştiremedi."
"Hoşumuza gitsin ya da gitmesin, aslında hepimiz aynı gemideyiz"
Bu yılki forumun ana temasının "Pandemi Sonrası Dünya'da Uluslararası Düzen ve Değişen Dinamikler" olarak seçilmesinin, yalnızca Kovid-19 salgınının zaten devam eden değişikliklerin hızlandırıcısı olarak hareket etmesinden kaynaklanmadığını söyleyen Eren, bu temanın seçilmesinin en önemli nedenlerinden birinin de salgının "dünyanın gerçekten küreselleşmiş bir toplum olduğunun altını çizmesi" olduğunu belirtti.
Eren, "Pandemi sonrası dönemde uluslararası düzendeki değişimler teması etrafında bir etkinlik düzenlerken, sadece güçlülerin sesini değil, aynı zamanda dezavantajlı olanların ve ezilenlerin sesini de duyurmaya çalışıyoruz. Pandemi, olumlu reformlar için fırsatlar sunsa da hem ülkelerin kendi içinde hem de ülkeler arasında 'varlar' ile 'yoklar' arasındaki büyüyen uçurumu ortaya çıkardı ve bazı noktalarda yeniden güçlendirdi." diye konuştu.
İnsanlığın, tarihi hataları doğruya evriltme fırsatını yakalayamaması halinde, bu karanlık yıldan olumlu bir değişim çıkarma şansını boşa harcamış olacağını belirten Eren, "Sonuçta, dünyamızın en dezavantajlı olanları, önümüzdeki yıllarda da pandeminin ciddi etkilerini hissetmeye devam etme riski en fazla olanlardır. Bu göz önüne alındığında, tartışmayı sadece fikir jimnastiği olarak değil, dünyadaki gerçek sorunları ele almak için somut bir araç olarak görüyoruz." dedi.
Eren, bu yıl ortaya çıkan küresel salgının, dünyanın nasıl ayrılamaz bir şekilde bağlantılı olduğunu bir kez daha ortaya koyduğuna dikkati çekerek "Bu bizi daha da fazla çalışmaya ve daha yüksek sesle ifade etmeye teşvik etti. Bu durum, hoşumuza gitsin ya da gitmesin 'aslında hepimiz aynı gemideyiz' inancımızı yinelemiştir. Bunu, önümüzdeki yıllarda daha birçok TRT World Forum'da daha da vurgulamayı umuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Eren, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere foruma katkı sunan herkese teşekkürlerini iletti.