Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ali Kemal Aydın, bir dizi görüş ayrılığına rağmen Türkiye-Almanya ortaklık ve işbirliği çerçevesinde büyük bir potansiyelin var olduğunu belirterek, “Yeter ki birbirimizi daha iyi tanıyıp birbirimizi daha iyi anlayalım. Yeter ki birbirimizle aynı göz hizasında ilişki kurup ve geliştirmeyi becerelim. İçinden geçmekte olduğumuz sıkıntı dönemini de geride bırakacağımıza inanıyorum.” dedi.
Büyükelçi Aydın, Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası'nın (TD-IHK) 15. kuruluş yılı vesilesiyle Berlin Büyükelçiliği’nde düzenlenen etkinlikte konuştu
Türkiye ve Almanya’nın tarihi dostluğunu hatırlatan Aydın, iki ülkenin coğrafi konumları, tarihi bağları ve ekonomik gelişimleri nedeniyle çıkarlarının karşılıklı olarak her zaman ticaret ve yatırımlar alanında yakın iş birliğini gerektirdiğini anlattı.
Aydın, çok taraflılığa ve ticaret özgürlüğüne dayalı uluslararası sistemde her iki ülkenin ekonomilerini ve ihracatlarını büyüttüklerini anlatarak, şöyle devam etti:
“Bugün kurallara dayalı çok taraflı sistemin karşı karşıya olduğu korunmacı sınamalar, Almanya ve Türkiye gibi refahları dış ticarete ve yatırımlara bağlı ekonomilerin geleceği üzerinde endişelere yol açmaktadır. Bu ortamda bir yandan uluslararası planda çok taraflılığı güçlü şekilde savunurken, diğer taraftan ikili düzeyde ve AB-Türkiye arasında kesintiye uğrayan entegrasyonun derinleştirilmesine yeniden ivme kazandırılması önem kazanmaktadır. Medyanın günlük başlıklarının ötesine bakabilmek, hamlelerimizi miyoplukla değil dürbünle bakarak yapmak yararlıdır. Bu noktada iki ülkenin ekonomi bürokrasisine ve ticaret kurumlarına önemli bir rol düştüğüne inanıyorum.”
Refahın korunması ve geliştirilmesinde kurumların ve kurumsallaşmanın öneminin büyük olduğunu anlatan Büyükelçi Aydın, TD-IHK’nın da her iki ülkenin de geleceği ve refahı için önem arz eden Türk-Alman ticaret ve yatırım ilişkilerinin gücünü korumasında ve kurumsallaşmasında önemli bir oyuncu olduğunu ifade etti.
Aydın, bir dizi görüş ayrılığına rağmen Türkiye ve Almanya ortaklığı ve iş birliği çerçevesinde büyük bir potansiyelin var olduğunu belirterek, “ Yeter ki birbirimizi daha iyi tanıyıp birbirimizi daha iyi anlayalım. Yeter ki birbirimizle aynı göz hizasında ilişki kurup ve geliştirmeyi becerelim. Ben yapılacak işlerin çok olduğunu düşünüyorum. İçinden geçmekte olduğumuz sıkıntı dönemini de geride bırakacağımıza inanıyorum. Bunun içinde her iki tarafın da iyi niyetli elinden geleni yaptığını bilmenizi istiyorum.” yorumunu yaptı.
Büyükelçi Aydın, iki ülke arasındaki sosyal bağlara değinerek, “Almanya ve Türkiye arasında 100’ye yakın kardeş şehir ilişkisi var. Bu konuda uygun fırsatlar mevcut. Hem büyükelçilik ve hem de 13 konsolosluğumuz sizlerle işbirliğine hazır.” diye konuştu.
Üç aşamalı iş birliği
Etkinlikte söz alan Türk-Alman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rolf König de Türkiye’ye yatırım yapanın kazandığını belirterek, 1989’da Türkiye’de yaptıkları yatırımdan çok az ciro elde ederken bugün bu cironun 380 milyon avroya ulaştığını kaydetti.
König, “1989’da yatırım amaçlı Türkiye'ye gittiğimizde, Almanlar niye gittiniz, ucuz iş gücü için mi gittiniz diye sordular. Almanlar bizi anlamamışlardı o zamanlar. Biz üç aşamalı bir stratejik hedefle Türkiye'de yatırım yaptık. İlk 5 yıl sadece Türkiye pazarı için ürettik. İkinci aşama olarak ülkedeki işletmelerimiz başka ülkelere ihraç etmeye başladı. Üçüncü aşama olarak da Türkiye'deki işletmelerimiz başka ülkelerde şirketler kurmaya başladı.
Biz Türkiye'deki bu potansiyeli biliyorduk.Türkiye’de yatırım yapan kazanır. Türkiye’ye yatırıma devam edeceğiz. Artı değeri artırmak için yeni ürünler üretmek için çalışmalıyız. Türkiye’nin heyecanlı ve genç nüfusuyla bunu başaracağız" yorumunu yaptı.
Türk Alman dostluğu için siyaseti konuşmadıklarının altını çizen König, “Bu iki ülkenin yararına siyaset değiş iş yaptık.” dedi.
König, 301 madencinin hayatını kaybettiği Soma’da çimento fabrikası kurduklarını bildirerek şöyle devam etti:
“Dayanışma için Soma’ya gittik. Belediye başkanı bana çimento fabrikası projesi gösterdi. Fransızlar yapacaktı fakat yapmadı. Arkadaşlarımı 3 gün sonra Soma’ya gönderdim. Arsa aldık. Ve çimento fabrikasını kurduk. Türkiye’de yatırım yapan kazanır. Türkiye’ye yatırımı devam edeceğiz. Artı değeri artırmak için yeni ürünler üretmek için çalışmalıyız. Türkiye'nin heyecanlı ve genç nüfusuyla bunu başaracağız.” ifadesini kullandı.
Türkiye olmazsa olmaz
Eski Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkan Yardımcısı Günter Verheugen ise 2004’te AB’nin genişleme süreci sonuç raporunda, Türkiye'nin üyelik süreci görüşmelerinin devam ettirilmesini tavsiye ettiğini hatırlatarak, “15 yıl sonra bugün eğer Türk- Alman ilişkilerini düşündüğümüzde, Türkiye hiç şüphesiz ekonomik ve kültürel olarak Avrupa'nın vazgeçilmez bir parçasıdır. Hiç şüphesiz Batı ittifakının bir parçasıdır. Türkiye olmadan birliğin geleceği yok.” dedi.
Verheugen, Türkiye ne yaparsa yapsın her zaman haksız olarak görüldüğünü vurgulayarak, Türkiye'nin güvenlik konusundaki endişeleri yeterince anlaşılmadığını kaydetti.
Türkiye’nin AB’ye üyelik yolunun kesilmesinin sorumlusunun Türkiye olmadığını vurgulayan Verheugen, “Buna neden olanlar hangi tarihi sorumluluğu üstlenmiş olduğunu iyi düşünmeliler. Zorluklarla karşı karşıyayız bunları ancak birlikte aşabiliriz. Türkiye AB’ye mutlaka üye olmalıdır çünkü Türkiye’ye ihtiyacımız var.” ifadesini kullandı.
Eski AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Verheugen, Almanya- Türkiye arasındaki ilişkilerde büyük bir potansiyel olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’de nereye giderseniz gidin Almanya'yı seven ve tanıyan insanlarla tanışırsınız. Bunu görmek çok güzel.”diye konuştu.
"Canlanma sürecinin tamamlanması gerekir"
Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanlığı’nın eski Türkiye sorumlusu müsteşarı Wittke de etkinlikte söz alarak, Almanya ve Türkiye arasında geçen yıl ilişkilerin daha iyiye gitmesi için başlatılan sürecin devam etmesi gerektiğini söyledi.
Wittke, “Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı ile geçen yıl Ankara ziyaretimizde başlattığımız süreç halen tamamlanmadı. Almanya ve Türkiye arasındaki bu sürecin tamamlanması gerekir. İki ülke arasında yeni bir canlanma ihtiyacı vardı. Bu süreç kesinlikle kesintiye uğramaması gerekir.” diye konuştu.
Almanya’da 3,5 milyon Türkiye kökenli insanın yaşadığını hatırlatan Wittke, “Bunlar iki ülke arasında köprü kurmaktadır. Buna bütün gücümüzle burada katkıda bulunmak istiyoruz. Hükümetler gelir geçer kalıcı olan ve köprüleri kuran insanlardır. İlişkileri siyasetçilere bırakmayın. Ön yargılarınız yıkılması için köprüleri kuran insanlara ihtiyacımız var.” değerlendirmesinde bulundu.