Avusturya'da seçimlere yaklaşık bir hafta kala 2017 seçimlerinde olduğu gibi yeniden Müslüman ve göçmen karşıtlığının seçim malzemesi yapılması, önceki koalisyon ortaklarının içlerinde bulundukları kimi skandal ve sorunları bu konularla örtbas etme girişimi, Türk kökenli Avusturyalı seçmeni rahatsız ediyor.
Merkez sağ Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ve aşırı sağcı Özgürlük Partisi (FPÖ) koalisyon hükümetinin, eski aşırı sağcı lider Heinz Christian Strache'nin karıştığı "yolsuzluk" iddialarının yer aldığı kaset skandalıyla çökmesinin ardından erken seçim süreci başladı.
Siyasi partilerin gündemini, öncelikli olarak başta söz konusu skandal ve eski Başbakan Sebastian Kurz'un başında bulunduğu ÖVP'nin dışarıdan aldığı finansal yardımlara yönelik iddialar oluştururken, son üç haftalık zamanda yeniden Müslüman ve göçmen karşıtlığı, seçim kampanyalarının başlıca konuları haline dönüştü.
Özellikle son iki yılda siyaseti tamamen etkisi altına alan Müslüman ve göçmen karşıtlığının siyasi bir iktidar olarak Avusturya'da vücut bulması, başta Türkler olmak üzere ülkedeki 800 bin Müslümanı, hayatın birçok alanında olumsuz etkilerken, sözlü ve fiziki ırkçı saldırıların hedefi haline de getirdi.
İkinci aşırı sağcı hükümetin kurulma ihtimali
Avusturya'da seçmenlerin iki yıl sonra yeniden kurulan sandıklarda kullanacakları oylar sonrasında ikinci aşırı sağcı hükümetin kurulma ihtimali, Türk kökenli Avusturyalıların en önemli endişelerinden birini oluşturuyor.
Birçoğu Avusturya'da doğan ya da çok uzun yıllardır ülkede yaşayan Türkler, gündelik siyasete alet edilmek istemediklerini, siyasilerin oy kaygısıyla başlattıkları kimi tartışmalar nedeniyle günlük yaşamda ırkçı tutumların arttığını vurguluyor.
"Türkler sandığa gitmeli"
Avusturya doğumlu iki çocuk babası, 33 yaşındaki Muhammed Yüksek, 29 Eylül'de yapılacak erken genel seçimlerin ülkedeki Müslüman toplum için çok önemli olduğunu, bu nedenle seçme hakkı bulunan herkesin kesinlikle sandığa gitmesi gerektiğini söyledi.
Yüksek, ülkede 17 ay iktidarda kalan ÖVP ve FPÖ'nün gelecek pazar günü yapılacak seçimler sonrasında yeniden iktidara gelme ihtimalinin yüksek olduğunu, Avusturya'da yaşayan 100 binin üzerindeki Türk seçmenin bu olasılığı göz önünde bulundurması gerektiğini dile getirdi.
Son iki yılda bütün siyasetin Müslümanlar üzerinden yapıldığına dikkati çeken Yüksek, şöyle devam etti:
"Başörtüsü konusu, Muhammed ismi sorun gösterildi. Sosyal politikalarda yaşadıkları sorunları Müslümanları gündeme getirerek, örtbas etmeye çalıştılar. Buna iki yıl boyunca katlandık, bir kaset skandalıyla hükümet çöktü ve tekrar bir seçim var. Benim en büyük korkum, bu iki partinin tekrar başa gelmesi. Bu nedenle gelecek Müslümanlar için karanlık gibi görünüyor."
Yüksek, merkez sağ ve aşırı sağcı partilerin ülkenin asıl sorunları olan emeklilik, işsizlik, sağlık gibi konuları gündemine almadığını çünkü bu konulara yönelik siyasi çözümlerinin bulunmadığını ifade etti.
"Taktik belli asıl amaç bu yolla oy devşirmek"
Esnaf Doğan Kayıkçı ise seçim öncesinde artan ırkçı ve İslamofobik yaklaşımlara işaret ederek, siyasi partilerin belirli azınlıklar üzerinden suni gündemler oluşturduğunu dile getirdi.
Kayıkçı, özellikle Türklere yönelik baskıların ciddi oranda arttığını belirterek, şunları kaydetti:
"Meydana gelen her olaydan bizi sorumlu tutmaya çalışıyorlar. Avusturyalılarla konuştuğumda her zaman söylerim, Türk bir terörist ya da bir dilenci gördünüz mü Avrupa sokaklarında? 'Hayır görmedik' derler. 'Görmediyseniz neden bu tavır?' diye sorarım. Susar kalır, cevap veremezler. Taktik belli asıl amaç, bu yolla oy devşirmek."
Siyasilerin seçim kampanyalarında ülkenin gerçek sorunlarını gündeme getirmediklerini yineleyen Kayıkçı, Avusturya'da asgari ücretin Almanya, Hollanda gibi ülkelere oranla çok daha düşük olduğunu, ev kiralarının buna karşı son yıllarda ciddi artış gösterdiğini ve artan vergi oranlarının hiçbir şekilde konuşulmadığını söyledi.
"Dini inançlarımızı hedef alıyorlar"
Yaklaşık 30 yıldır Avusturya'da yaşayan 4 çocuk annesi Şükran Fırat, son yıllarda artan ırkçılıktan duyduğu memnuniyetsizliği dile getirerek, "Avusturya'da eğitim ve sağlık alanında gençlerin işsizliği ve rüşvet gibi ciddi sorunlar var. Ancak siyasiler, bu konulara çözümler üretemedikleri için dini inançlarımızı hedef alıyorlar." ifadelerini kullandı.
Fırat, ülkede yaşayan Türklere oy kullanma çağrısında bulanarak, "Seçimler sonucu kurulacak hükümetin ülke sorunlarına odaklanmasını istiyorum. Müslüman, Türk ve yabancı kökenli insanları siyasete alet etmemelerini arzu ediyorum." dedi.
Viyanalı Ülküm Mutlu da oy kullanmanın ve siyasi katılımın önemine işaret ederek, artan ırkçılık, istenilmeyen partilerin iktidara gelmesi, dini özgürlüklere yönelik kısıtlamaların meydana gelmesinden Türk toplumunun şikayetçi olduğunu ancak sandığa gereken ilgiyi göstermediğini kaydetti.