Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Anadolu Ajansı (AA), Afrika Araştırmacıları Derneği (AFAM) ile Afrika Koordinasyon ve Eğitim Merkezi (AKEM) iş birliğiyle düzenlenen Afrika Medya Temsilcileri Eğitim Programı’nın açılışı, Esenler Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi'nde gerçekleşti.
Programın açılışında konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren, Türkiye'nin Afrika'ya son yıllarda hususi ilgi gösterdiğine işaret ederek, ülkenin kamu kurumları, belediyeler, iş dünyası ve sivil toplum kuruluşlarıyla eğitim ve kültür gibi farklı alanlarda kıtaya karşı seferberliğinin söz konusu olduğunu söyledi.
Bu kapsamda, YTB'nin 2011'den bugüne 5 bin 300'e yakın Afrika'dan öğrenciyi burslandırdığına dikkati çeken Eren, 2019 itibarıyla 52 Afrika ülkesinden sadece bu yıl bin 150 öğrenciye burs verdiklerini aktardı.
Türkiye'de mevcut 150 bin uluslararası öğrencinin 12 bine yakınının Afrika'dan geldiğini aktaran Eren, dolayısıyla Türkiye'nin Afrika'ya göstermiş olduğu ilgi ve alakanın somut şekilde görüldüğünü söyledi.
Abdullah Eren, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler'deki (BM) konuşmasına değinerek, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanımızın bu seneki konuşması hakikaten çok başkaydı. Her türlü konuya değindi. Bu kürsüden dünyanın vicdanı gibi konuşan başka bir lider yoktu. Bununla övünüyoruz. Bu bizim en büyük sermayemiz. Bir ülkenin ekonomisi yıllar içerisinde değişebilir, siyasi istikrarı değişebilir, bugün dünyanın en büyük ülkelerinde bunu görüyoruz Amerika'nın veya Rusya'nın siyasal dalgalanmasına baktığınızda bunu görürsünüz ama ahlaki, vicdani üstünlük başka bir şey. Barış Pınarı Harekatı'nda gördük, dünyanın öbür tarafından insanlar Türkiye'yi takip ediyor. Türkiye'ye dua ediyor hiç bilmediğiniz yerde. Bunu bizim muhafaza etmemiz lazım."
"Barış Pınarı Harekatı ile alakalı bilgi edinecekler"
Türkiye'nin son 20 yılda ölçek büyütmesinin, dış politikada paradigma değiştirmesinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın samimiyetinin, Türkiye'yi belli bir noktaya getirdiğini ifade eden Eren, "Bu noktada durmak kolay değil. Bunun çok büyük bir sermaye olduğunu düşünüyorum. Askeri güçler, teknolojik güçler de mutlaka çok önemli. Orada da çok mesafe katettik ama bu ahlaki üstünlük, bunun dünyada taraflı tarafsız, devleti olan olmayan veya bulunduğu ülkedeki hükümet ondan olan veya olmayan bireyler üzerindeki etkisi inanılmaz. Dünyanın farklı yerlerinde, çok alakasız bir gösteride Cumhurbaşkanımıza sevgi gösterisinde bulunuyor insanlar. Bizim yapmamız gereken, bu tür somut programlarla bu coşkunluğu kalıcı işlere dönüştürmek." değerlendirmesinde bulundu.
Eren, Barış Pınarı Harekatı'nda Türkiye'nin haklı bir mücadele sergilediğini belirterek, "Burada, Afrika'nın 13 farklı ülkesinden 20 genç medya mensubu var. Mutlaka kendileri burada eğitim alırken Barış Pınarı Harekatı ve Türkiye'nin dış politikasıyla alakalı birtakım bilgiler edinecekler ve gittikleri yerlerde, kendi ülkelerinde bunları yayacaklar. Dolayısıyla biz bu programı aynı zamanda Barış Pınarı Harekatı konusunda Türkiye'nin pozisyonunun anlatılmasında, açıklanmasında bir çaba olarak da görebiliriz." diye konuştu.
“Bilgileri ülkelerindeki muhataplarıyla paylaşacaklar”
AFAM Kurucu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kavas da Türkiye'nin 2005 yılından itibaren Afrika ile ilgili bir hedef koyduğunu ve o hedefe doğru hep birlikte yürüdüklerini söyledi.
Medyanın "nefes borusu" olarak tanımlandığına değinen Kavas, "Nefes borusu iyi çalışmazsa beden devamlı rahatsızdır. O yüzden medya için yapılan bu faaliyetin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu genç arkadaşlarımızın sadece bu programla kalmayıp, Türkiye hakkındaki bilgileri, Batı medyasından veya dünya medyasından değil Türk medyasından alarak ülkelerindeki muhataplarıyla paylaşacaklarını düşünüyoruz." diye konuştu.
Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu ise organizasyonun medya mensuplarının doğru bilgiye ulaşmaları açısından anlamlı olduğunu söyledi.
Göksu, Barış Pınarı Harekatı ile ilgili kara propagandalara değindiği konuşmasında şunları kaydetti: "Barış Pınarı Harekatında neyi amaçladığımızı ve niçin orada olduğumuzu Cumhurbaşkanımız bütün dünyaya çok sarih bir şekilde ifade etti. Batı medeniyetinin ya da Batı insanının bizi anlama ihtimali biraz düşük. Çünkü Batı varlığa sonuna kadar kullanacağı bir sömürge olarak bakar. Bizse varlığa sonuna kadar insanlığın istifade edeceği bir nimet olarak bakarız. Batı hiçbir yere insanlığın menfaati için gitmek gibi bir niyeti olmadığını bildiği için bizim de Barış Pınarı Harekatında aynı duygularla hareket edeceğimizi düşünüyor. Biz, insanın hayatını ve hele de mazlumun dilini, dinini, cinsiyetini hesaba katmadan nerede bir zulüm varsa onun karşısında dikilmeyi, nerede bir mazlum varsa da onun yanında yer almayı insanlık görevi biliriz. Onun için bugün siz bir medeniyetin beşiğindesiniz."