YTB Başkanı Eren: Sınırda uzun bekleyişler son bulacak

  • Güncelleme: 12.08.2019 14:43
Türkiye’ye gelen vatandaşlara yol boyunca tercüme hizmetinin yanı sıra araç arızalarında yol yardımı sağlayan YTB, kaza durumlarında da hastane işlemlerinde destek oluyor.
YTB Başkanı Eren: Sınırda uzun bekleyişler son bulacak

Yıllık izinlerini ve bayramlarını geçirmek üzere akın akın Türkiye’ye gelen gurbetçilerimizin sınırlarda yaşadığı sıkıntılara karşı Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) önemli bir çalışma başlattı. YTB, vatandaşlara tercüme hizmetinin yanı sıra araç arızalarında yol yardımı sağlıyor, kaza durumlarında hastane işlemlerinde destek oluyor. YTB Başkanı Abdullah Eren, sınır kapılarındaki hizmetler, kardeş topluluklarımız ile Türkiye’de öğrenim gören uluslararası burslu öğrencilerimize yönelik yapılan çalışmaları gazetemize anlattı. Eren’in sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:

 Kurban Bayramı’ndayız. “Bayram” denince aklınıza neler geliyor?
 Bayramlar bizim için çok kutsal. Toplumsal açıdan fedakârlığı, paylaşmayı öne çıkaran zaman dilimleri. Doğma büyüme İstanbulluyum. Ama aslen Batı Trakyalıyım. Beş yıl önce görev icabı Ankara’ya geldim. Ama yine de ahbabımızı, büyüklerimizi, aile dostlarımızı ziyaret etmeyi ihmal etmiyoruz. Aile bağlarını önemseyen bir aileyiz. Bayramlarda da akrabalarımızla birlikte oluyoruz. Bayram sabahları özellikle bir araya geliyoruz. Bir iki gün önceden kurbanımızı alıyoruz. Çocuklar da onunla biraz vakit geçiriyor. Sonra da ibadetimizi yerine getiriyoruz.

 ZAMANIN RUHUNU YAKALAMAYA ÇALIŞIYORUM
Genç bir kurumun genç bir başkanı olarak görüyoruz sizi. Faaliyetleriniz gereği genelde gençlerle berabersiniz. Yaş olarak da onlara yakın olmanın avantajını görüyor musunuz?
 Hangi işi yaparsanız yapın her meselenin içinde insan var. İnsana temas etmeden, istediğiniz verimi alamazsanız. Bu yüzden pozitif iletişime önem veriyorum. Genç olunca çok daha rahat bir iletişim kurabiliyorsunuz. “Zamanın ruhu” diye bir tabir var, onu yakalamak önemli. Bugünkü genç kardeşlerimizle anlam dünyalarımız çok uzak değil. Dolayısıyla gençlerin ne istediğini, ne hissettiğini anlayabiliyorum. Yaptığımız kültürel programlarla Avrupa’da yaşayan gençlerimizi yakalamaya çalışıyoruz. Genç olmanın avantajını görüyorum ve yaşıyorum. Onlar da karşılarında genç bir başkan görünce daha rahat ediyorlar. En çok, genç olmanın avantajını uluslararası öğrencimizle bir araya gediğimde görüyorum. Onlarla futbol oynuyorum, söyleşilere katılıyorum. Sosyal medya üzerinden iletişimimi de devam ettiriyorum.



İYİ BİR SOSYAL MEDYA TAKİPÇİSİYİM
Sosyal medya ile aranız nasıl?
İyi bir sosyal medya takipçisi olduğumu düşünüyorum. Henüz küçük yaşta bir kızım var. Annesi tarafından kontrollü bir şekilde interneti kullanıyor. Kızım tabletlerle ilgilenmeye başlayınca ben de sosyal medyayı ve trendlerini takip eder oldum. Sosyal medyada film çekmek isterseniz şu an akıllı bir telefonunuz olduğunda senaristsiniz, yönetmensiniz, yapımcısınız, kameramansınız. Kendinize ait bir tarzınız varsa bunu insanlara sunabiliyorsunuz. Diğer taraftan bu imkânların nimetleri olduğu kadar dikkat edilmesi gereken tarafları da var. Sosyal medya yeni bir sosyalleşme alanı. Bizim bu dünyayı anlamamız lazım. Ben anladığımı düşünüyorum. Uluslararası öğrencilerimizi de takip etmeye çalışıyorum.

  GURBETÇİYE TERCÜMAN DESTEĞİ
İzin ve bayramlarını geçirmek üzere yoğun bir şekilde Türkiye’ye gelen vatandaşımız var. Onlar için gerçekleştirdiğiniz çalışmalardan bahseder misiniz?
 Hem yaz mevsimi hem de son bir kaç yıldır bayramların yaz mevsimine denk gelmesiyle Avrupa’dan sıla yolunda Türkiye’ye gelen gurbetçilerimizin çok tatlı bir heyecanı var. Yazı ve bayramı Türkiye’de geçirmek. Biz de onların bu yolculuklarına elimizden geldiğince katkı sağlamaya çalışıyoruz. Ben Başbakanlık’ta görev yaparken en çok talep gelen konulardan biri sıla yolunda karşılaşılan sorunlardı. Biz de elimizden geldiğince bunlara çözüm üretmeye çalışıyoruz. Birincisi bu sene Sırbistan, Hırvatistan, Macaristan, Bulgaristan Sınır kapılarında Türk polisleri var. Vatandaşlarımız işlemlerini yaparken Sırp polisinin yanında onlara yardımcı oluyorlar. Bunun yanı sıra her sınır kapısında da Sırpça ve Türkçe bilen YTB personeli ve uluslararası öğrencilerimiz var. Tercüme hizmeti veren YTB personeli, adi suçlarda veya kazalarda vatandaşa yardımcı oluyor. YTB personeli şu ana kadar 50 vatandaşımızın mahkeme süreçlerinde veya tercümeye ihtiyaç duyduğu durumlarda yardım etti. Aracı arıza yaptığı için yolda kazan 250 vatandaşımıza yol yardım hizmeti sağlandı. Yine sıla yolu güzergâhında oluşturduğumuz irtibat noktamızın yanında çağrı merkezi ve WhatsApp hizmetimiz var. Vatandaşlarımız WhatsApp hattımıza mesaj atarak örneğin ‘Hangi yol daha açık?’ diye soruyor. Sırbistan sınır kapılarında dört tane de kiralık aracımız var. Sırbistan otoyolunda bu araçlar ring atarak vatandaşımızın eksikliklerini gidermeye çalışıyor. Şuana kadar kaza yapan sekiz vatandaşımızın da hastane işlemlerini hallettiler. Yine 70’den fazla da tercüme hizmetinde bulunuldu. 
Kapıkule’de de karşılama ve uğurlama stantlarımız var. Edirne Valiliğimizle birlikte, Kapıkule’de vatandaşlarımızın rahat beklemesi için büyük bir otopark alanı inşa edildi. Otoparkın yanı sıra bekleme alanı ve oyun parkı YTB tarafından oluşturuldu. Önümüzdeki günlerde Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy ile beraber Edirne’ye gidip orada yerinde inceleme imkânı bularak; vatandaşlarımızı uğurlayacağız.

 KAPIKULE’DE UZUN BEKLEYİŞLER SON VERİLECEK
Vatandaşımızın bir diğer sorunu da hep sınır kapılarında uzun bekleyişler. Bu konuda bir çalışmanız var mı?
 Kapıkule’de bu sene bir yeniliğimiz var. Bankaya girdiğimizde aldığımız numara gibi numara verilecek. Vatandaşlarımız bu sıra numarası ile gümrük kapılarına giriş yapacak. Bu sayede en azından, ne kadar bekleyeceklerini bilecekler. Bekleme sürelerini azaltmak için de hem Valiliğimizin hem gümrük yetkililerimizin Bulgar muhatapları ile sürekli bir iletişimi var. 

Mezunlarımızla bağlarımızı korumaya devam ediyoruz
Mezunlarımızla bağlarımızı koparmıyoruz
 YTB olarak önemli projelerinizden biri olan “Türkiye Bursları” ile dezavantajlı ülkelerde yaşayan pek çok genç Türkiye’de okuyor. Bu gençler ülkelerine döndükleri zaman da takipçileri oluyor musunuz?
Türkiye 1992 yılından itibaren “Büyük Burs Projesi” kapsamında dünyanın farklı ülkelerinden öğrencilere burs veriyor. Türkiye Bursları 2011’de YTB tarafından verilen devletin resmi bursu. Bu zamana kadar 25 bine yakın öğrenci, burslarımızdan faydalanırken hali hazırda 18 bin öğrencimiz de bu bursları alıyor. Bu öğrencilerimiz ülkelerine döndüklerinde de kendi ülkeleri ile Türkiye’nin ikili ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunuyor. Bugün yurt dışında ithalat-ihracat yapan birçok firmamızda, yurt dışında ofisi bulunan bazı kurumlarımızda Türkiye mezunlarının çalıştığını görebilirsiniz. Dezavantajlı ülkelerden gelen gençler de o ülkelerin insan kaynağına katkı sağlıyor. YTB olarak bu işi kurumsal bir yapıya da kavuşturduk. Şu an yirmi üç ülkede Türkiye mezunları dernekleri var. Sene sonuna kadar otuza çıkaracağız. Bu dernekler vasıtasıyla o ülkedeki mezunlarla iletişimi devam ettiriyoruz. Büyükelçiliklerimiz belli tarihlerde mezunlarımızı çağırıp programlar yapıyor. Mezunlarımızla bu şekilde bağlarımızı korumaya devam ediyoruz.


Yemen’den Myanmar’a burs verdik
¥ Soydaş ve akraba topluluklarına yönelik de faaliyetler üstleniyorsunuz. Yaptığınız örnek çalışmalardan bahseder misiniz?
 Bizim bir görevimiz de soydaş ve akraba topluluklarımıza yönelik faaliyetler yürütmek. Mesela, bu yıl Kırım Tatar Sürgünü’nün 75. yılında anma programı düzenledik.  Yine Bulgaristan’daki zorunlu göçün 30. yıl anma etkinlikleri olacak. Soydaş ve akraba topluluklarımızla ilgili eğitim ve kültürel çalışmalarımız da var. Myanmar’daki Müslümanlar için burslandırma yapıyoruz. Yemen’de, Afganistan’da burslu öğrencilerimiz var. Irak ve Suriye Türkmenleri en fazla burs verdiklerimiz arasında.

Yurt dışı Türkleri buluşması
Başkanlığınızın 10’uncu yıl dönümüne özel çalışmalarınız var mı?
 YTB olarak 10’uncu yıl dönümümüzü de önümüzdeki sene kutlayacağız. Yurt dışı Türkleri buluşması yapmayı planlıyoruz. Bizim gibi diasporası fazla olan ülkeler belli aralıklarla bunları yapıyor. Önümüzdeki sene de hedefimiz öğrencilerimizin üniversite eğitimleri dışında oluşturduğumuz öğrenci akademisi ile çok daha fazla ilgilenmek. Ayrıca mezun derneği sayımızı da artıracağız.