Diyarbakır'da, 24 haftalık olarak doğan 750 ile 830 gram olan iki bebek, müşahede altında tutulduğu Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde hayata tutundu.
Batman'da yaşayan hemşire Merve Acar'ın (22), gittiği özel hastanedeki kontrolünde erken doğum riskinin bulunduğu belirtilerek, DÜ Tıp Fakültesi Hastanesine sevk edildi.
Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde ikamet Ayşe Çelik de hamileliğinde benzer sıkıntısının tespit edilmesi üzerine aynı gün DÜ Tıp Fakültesi Hastanesine başvurdu.
Acar ve Çelik'in yaklaşık 2 ay önce dünyaya getirdiği 750 gram Miran Acar ile 830 gramlık Cihat Çelik, hastanenin Yenidoğan Bakım Ünitesi'nde tedavi altına alındı.
Ölüm riski yüzde 90'nın üzerinde olan bebekler, doktor ve hemşirelerin yoğun tedavi ve bakımının ardından hayata tutundu.
"Neredeyse bir avuca sığacak kadar küçüklerdi"
DÜ Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları öğretim üyesi Doç. Dr. İlyas Yolbaş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Miran ve Cihat bebeğin 24 haftalıkken, hastanede yapılan ameliyatla dünyaya geldiklerini söyledi.
"Neredeyse bir avuca sığacak kadar küçüklerdi. Her iki anne de ölüm riski bulunması nedeniyle çok umutsuzdu. Sürekli endişe duyuyordu." ifadesini kullanan Yolbaş, şu bilgileri verdi: "Bebekler ilk başta nefes almakta çok zorlanıyorlardı o nedenle onlara solunum desteği sağladık. Onları mümkün olduğunca anne sütüyle besledik. Dış ortamda ki enfeksiyonlardan koruduk. Allah'ın yardımı, annelerinin dualarıyla artık anneler bebeklerini kucaklarına alıp emzirebiliyor."
"470 gram doğup, yaşayan bebeğimiz var"
15 yıl öncesine kadar 24-25 haftalık bebeğin yaşama şansının yüzde 15 olduğunu son 10 yılda sağlıktaki gelişmelerle oranın yüzde 70 çıktığını anlatan Yolbaş, "Dünyada gelişmiş hangi teknoloji ve tedaviler varsa bizde aynısını uyguluyoruz. Bizdeki bebeklerin yaşama oranıyla Avrupa'daki bebeklerin yaşama oranı arasında hiçbir fark yok. Miran ve Cihat sağlığına kavuştu. 21 haftalık 470 gram doğup, yaşayan bebeğimiz var." diye konuştu.
Miran Acar bebeğin annesi Merve Acar, Batman'dan Diyarbakır'daki hastaneye sevk edildiğini öğrendiğinde çok endişelendiğini aktardı.
Bebeğini kaybetme riskinin yüzde 90 olması dolayısıyla hemen ameliyata alındığını belirten Acar, "Doktorlar, eşime 'anne ve çocuğu kaybedebilirsiniz ona göre hazırlığınızı.' yapın demişlerdi. Doğum gerçekleşti bebeğim çok küçüktü, parmak kadardı. Bu nedenle elime bile alamıyordum." dedi.
Doktorların ve diğer sağlık personelinin özverili çabaları sonucunda bebeğinin 2 ay aranın ardından 1 kilo 600 grama çıktığını anlatan Acar, "Çok şükür çocuğumu artık kucağıma alabiliyorum, onu emzirmeye başladım. Birkaç gün sonra taburcu olacağız. Allah'a binlerce şükürler olsun." ifadesini kullandı.
"Bebeğimi elime alınca bütün dünyalar benim oldu"
Cihat Çelik'in annesi Ayşe Çelik de doğum yaklaşmasına rağmen bebeğinde hareket olmadığını fark etmeleri üzerine özel bir hastaneye gittiklerini belirtti.
Çelik, doktorlar tarafından acilen ameliyata alınması için (DÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildiğini anlatan Çelik, şunları söyledi: "Bendeki kalp rahatsızlığından dolayı bebeğe oksijen gitmediğini bu nedenle hareketsiz kaldığını söylediler. Çok şükür doğum gerçekleşti. Avucumun içi kadardı, elime bile alamıyordum. Bebeğim 50 gün kuvözde kaldı. 50 gün aradan sonra gelip 'bebeğinizi emzirebilirsiniz.' dediler. O zaman bütün dünyalar benim oldu. Çok şükür sağlığına kavuştu."