Sakarya'nın Pamukova ilçesindeki mahallelerde yaşayanların geçim kaynakları arasında yer alan enginar, birçok aşamadan geçerek tüketiciye ulaştırılıyor.
Hasat zamanı sabahın ilk ışıklarında tarlalara gelen işçiler, öğle saatine doğru güneşin kavurucu sıcağının hissedilmesiyle işi bırakıyor.
İşçiler, ellerindeki bıçaklarla kopardıkları enginarları, sırtlarında taşıdıkları küfelere doldurarak tarlanın kenarındaki römorklara boşaltıyor.
Ürünlerini traktörlerle köyün farklı noktalarındaki kamyonlara getiren çiftçiler, burada teker teker saydıkları enginarları kamyonlara yükleyerek İstanbul haline gönderiyor.
"İlçede yetişen sebze ve meyvelerin çoğunu İstanbul haline gönderiyoruz"
Pamukova Ziraat Odası Başkanı Yaşar Ulukaya, yaptığı açıklamada, ilçeye bağlı mahallelerde yetişen enginarın, çiftçi kayıt sistemine göre 3 bin 500 dönüm arazide ekiminin yapıldığını söyledi.
Yıllık 5 bin 500 ton civarında üretim yapıldığını belirten Ulukaya, "Bu ürünün kıştan önce bakımı başlıyor. Sezon kapandıktan sonra çapası yapılıp bırakılıyor. Bahar aylarında tekrar sulaması, ilaçlaması, gübresi gibi bakımının ardından hasadı yapılıyor. Ürünün 4-5 kez kesimi yapılıyor. Bu ürünün maliyeti biraz ağır." dedi.
Ulukaya, "karaciğer dostu" olarak bilinen enginarda geçen yıl fiyatların tatmin edici olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: "Tanesi 1 lira 10 kuruşa satılıyordu. Bu yıl maalesef yeni tip koronavirüs (Kovid 19) nedeniyle şu anda fiyatlar tüccarın elinde, fiyatları tüccar belirliyor, tanesini 80-90 kuruş gibi fiyatlara satıyoruz. Üreticimiz de bundan memnun değil. Girdi maliyetlerimiz çok arttı. Çiftçinin kullandığı gübre, mazot fiyatları artarken ürünün fiyatı değişmiyor."
İlçede yetişen sebze ve meyvelerin çoğunu İstanbul haline gönderdiklerini ve bu nedenle Pamukova'nın İstanbul'un vitamin deposu olarak adlandırılabileceğini ifade eden Ulukaya, Pamukova'da ayva ve üzüm üretildiğini, yayla köylerinde çilek, ova köylerinde karpuz, enginar hasadına devam edildiğini aktardı.
Ulukaya, domates, biber, kışın ıspanağın da bölgede yoğunlukla üretildiğine işaret ederek, "Bunlar genelde İstanbul'a pazarlanıyor. Üreticimiz bu ürünü tüccara veriyor çünkü kendisinin pazarlamasına imkan yok. Maalesef şu an 80-90 kuruş olan ürünümüz pazarda veya markette tanesi 5-6 lira oluyor. Bu aracıları aradan çıkarmadıktan sonra maalesef üreticimiz de tüketicimiz de devamlı mağdur olacak." diye konuştu.
"Pazarlama sorunu yok"
Enginar üreticisi ve Çardak Mahallesi muhtarı Saadettin Özkan da işçilik maliyetinin arttığını, geçen yıl 80 lira olan işçi ücretlerinin bu yıl 100 lira olduğunu söyledi.
Mahalledeki kadın ve erkeklerin ailecek tarlada çalıştığını anlatan Özkan, bakımlı bahçelerin dönümde 3 binden fazla ürün verdiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu: "Her işin kendine göre bir zorluğu var. Maliyetlerimiz arttı. Bugün işçilik arttı. Ürünümüz değerini bulmadığı zaman zorlanıyoruz. Çapalaması, temizliği, gübrelemesi, ilaçlaması, her kesimden sonra suyu gübresi verilmesi gibi belli başlı maliyetleri var. Martın sonu gibi temizliğini, çapasını, gübrelemesini yapıyoruz. Sonraki aşamada sulaması, gübrelemesi, ilaçlaması, bunlar hep işçilik, maliyet. Haftada üç kesim yapıyoruz, işçilik, ürünün sayımı, nakliyesi gibi zorlu bir hikayesi var. Geçen seneye göre fiyatlar çok düşük gitti, tek sıkıntımız o. Beklentimiz geçen yılın üzerindeydi altında kalınca tabii ki gelirimiz azaldı ama maliyetler yükseldi."