"Filistin meselesi, İsrail'in Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallerini içeren yıllık "Aksa'ya Bakış" raporu, Uluslararası Kudüs Vakfı Genel Müdürü Yasin Hammud tarafından toplantıda kamuoyuyla paylaşıldı.
Arap ülkelerine, ABD'nin Filistin'e dayattığı "Yüzyılın Anlaşması"na karşı durmaları çağrısında bulunulan raporda, Filistin yönetimi de ulusal uzlaşıyı tamamlayarak enerjilerini düşmana karşı kullanmaya davet edildi.
Son bir yılda İsrail resmi makamlarınca Mescid-i Aksa'ya yönelik siyasi baskınlara izin verildiğine dikkat çekilen raporda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun 2017 yılında Aksa'ya yönelik baskınlar için yetkililere getirdiği yasağı 2018 yılında kaldırdığı hatırlatıldı.
Mescid-i Aksa'yı Yahudileştirme projeleri çerçevesinde tehlikeli gelişmelerin olduğu vurgulanan raporda, İsrail'e bağlı Kudüs Belediyesinin de bu doğrultuda işgal altındaki Doğu Kudüs'ün Silvan beldesinde Filistinlilere ait onlarca dönümlük araziye el koyduğu belirtildi.
"Arap ülkeleri, Filistin ve Mescid-i Aksa'yla yeterince ilgilenmedi"
Uluslararası Kudüs Vakfı Müdürü Hammud da Arap yönetimlerinin, Kudüs ve Mescid-i Aksa'ya yönelik tutumlarına değindi.
Söz konusu yönetimleri ilgisizlikle suçlayan Hammud, şunları kaydetti: "Bir yıllık raporumuzda, Arap ve İslam ülkeleri yönetimlerinin, Filistin davası ve Mescid-i Aksa ile yeterince ilgilenmediklerini ayrıca Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) da zayıf duruşlarını sürdürdüğünü gözlemledik. Özellikle ABD'nin Filistin davasını tasfiye etme yönündeki direktifleri doğrultusunda bazı Arap ülkelerinin işgalci İsrail'le normalleşme isteklerinde artış yaşandı."
Mescid-i Aksa üzerinde vesayeti bulunan Ürdün'ün onu korumak için hukuki ve diplomatik kanalları kullanabileceğini kaydeden Hammud, Amman yönetimine Mescid-i Aksa'ya yönelik ihlallere ve İsrail'le normalleşme adımlarına kararlılıkla karşı çıkması çağrısında bulundu.
Avustralyalı Yahudi Dennis Michael Rohan, 21 Ağustos 1969'da Mescid-i Aksa'ya girerek, Kıble Camisi'nin mihrabı ve bin yıllık minberini yakmıştı. Bu olay, İİT'nin 25 Eylül 1969'da kurulmasının en önemli nedeni olarak kabul ediliyor.